Gök yıkılsa üstüme, dağlar düşse yoluma,
Kutlu vatan uğruna yürürüm ben sonuma.
Ayrı kalsam evdeşten, kanlar dolsa donuma,
Yaşayamam şerefsiz; kaldır beni, ey Tanrım!
Kölelik mi, töresiz? Öldür beni, ey Tanrım!
Türklüğe ışık saçan, karanlığımı delen,
Göğü açıp yıldızları dök yere istersen.
Gökçe Tanrım, senin adınla titrer her beden;
Türk’ün yolu Turandır, bu ülküyle yanarız,
Yolun sonu yoktur ki, sonsuzluğa varırız.
Yiğitler at koşturur bozkırların düzünde,
Kılıçların çınları, okların vın sesinde.
Bu ateşin korunu hissedersin teninde;
Türk’ün kalbi demirdir, ateş ile dövülür,
Türk’ün yolu töredir, ebediyen övülür.
Bir tufana dönmüştür kükreyince ordular,
Kızıl sular yutmuştur, savaşlara doydular.
Tanrı için ölmenin şerefiyle doldular;
Türk’ün bayrağı yeter gök kubbeyi sarmaya,
Türk’ün kutlu adıyla yeni çağlar açmaya.
Tanrı bana vur dese, kutlu kanı verende,
Beyaz bayrak açılmaz Türk’ün kara gününde.
Düşmanlarım diz çöksün, korkaklar düğününde;
Benim yaram zaferdir, acım bana gül olur;
Türk’ün kalbi yanarken, şu cihana kül olur.
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 12:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!