Ben bağırarak değil,
dayanarak varım.
Sesim, kırılan bir cam gibi
herkese batmaz;
ama zamana karşı
keskinliğini korur.
Beni duymak isteyen
kulaklarını değil,
yüreğini yere koymalı.
Çünkü ben
yükle konuşurum,
suskunlukla yürürüm.
Bağıranlar vardır;
her sabah yeni bir öfkeyle uyanan,
kelimeleri mermi sanan,
gürültüyü güç zanneden.
Onlar rüzgâra benzer,
eser, savurur, yorulur
ve bir duvara çarpınca
kendi sesinden ürker.
Ben ise duvarım.
Çarpılan.
Aşınan.
Ama yıkılmayan.
Omuzlarımda yılların tortusu var,
yarım kalmış cümleler,
ertelenmiş sevinçler,
“sonra”ya bırakılmış hayatlar…
Hepsini taşırım.
Kimse görmez.
Ama ağırlık,
beni ben yapar.
Ben bağırmadım
adalet için.
Bekledim.
Beklerken büyüdü içimde
sabır denilen o ağır çiçek.
Kök saldı karanlıkta,
ışık görmeden de yaşanabildiğini
öğretti bana.
Çünkü bazı insanlar
ışıkta parlar,
bazıları karanlıkta derinleşir.
Ben ikincisiyim.
Yaralarımı sergilemem,
onları bir madalya gibi taşımam.
Ama her yara
bir dersin altını çizer:
Hayatta kalmak,
her zaman görünür olmak değildir.
Ben bağırarak değil,
dayanarak varım.
Bazen susarım
çünkü kelimeler yetmez.
Bazen geri çekilirim
çünkü ileri gitmek
her zaman erdem değildir.
Beni zayıf sananlar oldu.
Sessizliğimi boşluk zannedenler…
Oysa sessizlik
en dolu yerdir bazen.
Orada hesap vardır,
hatırlayış vardır,
bir gün mutlaka söylenecek
tek bir cümle için
biriktirilmiş güç vardır.
Ben acele etmem.
Zamanla dostum.
Zaman beni eğmedi,
ben zamana yaslandım.
O geçerken
ben kaldım.
Bağıranlar bugün var,
yarın yok.
Ben ise
yarını bekleyenlerdenim.
Çünkü dayanmak
geleceğe yapılan
en sessiz yatırımdır.
Ve gün gelir,
herkes susar.
Gürültü biter.
Sahne kararır.
İşte o an
ben hâlâ oradayımdır.
Kimse alkışlamaz belki,
kimse adımı bilmez.
Ama varlığım
inkâr edilemez bir iz bırakır
toprağın belleğinde.
Ben bağırarak değil,
dayanarak varım.
Ve inan bana,
dünya
en çok böyle insanlardan
değişir.
Kayıt Tarihi : 13.12.2025 09:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)