Bilmiyorum,
Kaç ayrılık daha yaşar bu gönül,
Kaç yaprak dökümü,
Ve kaç gönül yarası
.
Tüm dünyaya küsmüşçesine
An gelir yorulur kalem şairin elinde,
an gelir çekilen acılara boyun büker,
an gelir anlam veremez usta ellere.
Şair söyler,kalem yazar çaresizce.
Elinden gelse mutluluklar için çığlıklar savuracak,
Şair tutar kalemi ,
yazda baharda değil,
kara kışta sevdim seni,
kar yağdı,
sen geldin,
buz tuttu gönlüm,
seni görünce.
EY ASLINI YİTİRMİŞ İNSAN GÖRÜNÜMLÜ KÖPEKLER,
BİR NEBZE FİKREDİN ORDA SİZİ NE BEKLER,
ZULMÜN SONU HAZİNDİR BÖYLE SÖYLER PEYGAMBER,
YAPTIKLARIN KAR KALMAZ SENİNDE SONUN MAKBER...
Midyat dumanlıdır acep nesi var.
Yaslı yaslı dağlarda ağlayanı var.
Yârim Nusaybin’de zorda mıdır dost.
Bırak gidem elleme bekleyenim var.
Kalesinde iki top bir tüfengi var.
Nereye baksam hep seni görsem,
ressam olsam da resmini çizsem,
seyyah olsam da gönlünde gezsem,
Kaç zamandır mahzun bu gönül,
Bilinmez dertlere ağlar
Akıl almaz hayaller kurar içinden,
Düşünür,
Düşünür,
İnanmaz
Şairler sarışın bakar hayata.
Şairler sarışın güler acılara,
Sarışın ağlar yağmurla
ve sarışın yapraklar misali hep unutulurlar...
Duygularım ağlarken yaram teselli etti,
Gözlerim güler iken gönlüm intihar etti.
Ben kayıp şehirlerin kayıp adamıyım bu ellerde,
Ne zaman ki bir güle el atsam,
Dikeni batmıştır yüreğime,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!