Ey benim ecdadım, sığındım sana,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum,
İstek şikayetim, naçar kullara,
Hızır Hubuyar’ ım darına durdum.
Geçmişi karanlık gidişat bozuk,
Özüne bakarsan yüreği ezik,
Boşuna yaşanan, zamana yazık,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum.
Baktık ki temeli, bir soyu nalet,
Cemaline baksan suratı illet,
Aslı belli değil demek ki meret,
Hızır Hubuyar’ ım darına durdum.
Osmanlı fetvası yazmış soyunu,
Dilekçeye kadı vurmuş mühürü,
Çıkarına akar etmiş Türbeyi,
Hızır Hubuyar’ ım darına durdum.
Kadı fetvasıyla, tayin olur mu?
Ne zaman değişti dede lik yolu?
Biat’i yezide, insan döner mi?
Hızır Hubuyar’ ım darına durdum.
Nuh ‘tan sonra başlar, tarih olgusu,
Ali Mürteza’ dan, yok mu korkusu,
Cafer’i Sadık’tan, ilim bilgisi,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum.
Kenan abdal sana, söyle ne etti,
Dağ gibi Seydi’yi, ipe gönderdin,
Köyden niceleri, dağılıp gitti,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum.
Ali’ den vasiyet boyun eğmemek,
Haksızlığa karşı durmak marifet,
Özü doğru insan dadır hakikat,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum.
Bektaş derki özüm sana bağladım,
Yüzüm yerde pirim darına vardım,
On iki imam dan medet umarım,
Hızır Hubuyar’ ım, darına durdum.
Bekir Yavuz
24.Nisan.2007.Salı.
Beyoğlu. İstanbul
Kayıt Tarihi : 28.5.2012 16:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!