Son dakika bülteni olarak geçilmişti aşk.
Tülek saçlarının hasreti yeni dünya savaşıydı
Bu yüzden bulunduğum yerden,
çöl sarısı tüfeklerin,
teslim tutanağını imzalayıp
koşmuştum esmerliğine...
Şehrinde denizin gri nefesini örtüyordu karlar.
Bir başka yerde Ruslar Mykolaiv Kışlasına saldırmıştı;
Dow Jones ve Nasdaq gibi ana endekslerde
sert düşüşler beklendiğinden bahsediyordu haberler.
Burası hikaye kısmıydı:
Aşk geldi sonra…
Gözleri
tufan sularının çekilmesinden sonra görünen
ilk zeytin dalından işlendi yüzüme..
Turuncu bir kazağı vardı
ilmekleri Sina dağına parlıyordu.
Kalbime bıraktığı Tachycardia amoris ritmleri
Gaia’nın göğsünden..
yeni tanrılar doğurmasını betimlemişti sanki.
Onun gülüşünde sular masmaviydi;
Bu sırada Harkiv’de
gökyüzü artık simsiyah…
Sarmaş dolaştı bedenlerimiz...
Belediye işçileri kar küreme makinalarının
randıman sorunlarına küfretse de bir yerlerde;
Gözleri...
İlkbahar rüzgârının dudaklarında yeşildi aşkın…
Bence bir ünlem işareti lazım buraya!
Spiker, tüm yurdu etkisi altına alan
kar yağışlarının
aralıksız devam edeceğini söylerken
aralıklı gök gürültülerini şarkımız bastırmıştı.
Teni, ezgilerde yükselen Kudüs şafağıydı aşkın.
Ağzıyla Gihon Nehri’nden aldığı sudan ikram ederdi kuş sesleriyle.
Gelmeseydi eğer,
çöl kumunda aramaya devam edecektim ismindeki harfleri... hraflerinde ısrarcıydı arzularım
Bu sırada Ruslar artık epey ilerlemişti.
Neretva nehrinin üstüne kurulan
köprüler gibiydi tel tokaları.
çıkarıp saçlarından cebimde sakladığımda,
ateş kumralları yükselmeye başlardı sinemde.
Yeşillerinde Slavik bir hikaye vardı, genlerinden nehir desenli çıplak bir motif
Güneşe bebek tüylerinden dokundurmuştu.
Henüz dünyayla tanışmamış;
Kızımın masallarına benzedi sesinde Ay’ın tortusu, bir sesi derin sevince…
Ne Ruslar,
ne savaşlar ne de kirpiksiz bırakan kar
Hatta dünyaya dair hiçbir ana gündem maddesi ...
Umrumda değildi artık....
Parmak uçlarında taşınan sessiz bir sır gibi…
Anlatmaya çalıştım kendi harflerimle usulca
Ve sordum aşka..
Bu karanlıkta ışığı bulmayı nasıl başardın diye?
Çünkü sen vardın
dedi Aşk da.
Dudak izlerimizi tutan bir çift,
kahve fincanı da şahit oldu o gece
Ay ışığı efsununda yıkanmış;
Gözyaşlarımıza...
Ersin Güngördü
Kayıt Tarihi : 24.8.2025 19:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!