Bir ormanın gölgelerinin büyümesi gibi
Akşamdan geceye uzanan zaman çıkrığında
Ve koyulaşan yalnızlığın sesinde
Çoğaldıkça çoğalıyorum
Gecenin budağında suyu ateşe çalarken ay tarlası
Gürleyen ırmakların göğü yarışında kayboluyorum
Konuşmak susmanın yarısıydı, ben hiçlik tanrısı
Yalazlanan ırmakların uğunarak denizlere varışında
Lahitlerin püsküren tarihi aydınlatacak kara yazgımızı
Umudu hırpalayan soluk gecenin ulaksız tamburu
Ve savaş görmemiş sancağın haşmetli tarihine boyun eğmeden
Oluklara sığınan keşfi muamma canlıların soluğunda tükeniyor günler geceler
Denizi arayan nehirlerin son müjdeyi bekleyişinde yitiyor yaşam serüvenimiz
Yeryüzünün çentiğinde kana kana açmasa da çiçeklerimiz
Her gün çoğaldıkça çoğalıyorum
Sulusepken yağmurlarda ıslandı benim uçurtmam
Topraktan göğeren ırmakların köpüğüne bulandı karanfil
Sonsuzluğun bitişe imrenişini büyüttü eteğinde dağların
Yüreğimde gürleyen deli bir umut güneşli sabahları bekliyor
Ve uzaklaştıkça çoğalan gökkuşağının mavisini aralıyor bulutlar
Yedi bin rengiyle denizleri göz ucuyla süzüyor ufuk
Göçmen kuşların izinde yol alıyor uçurmanın ipi
Ben çoğaldıkça çoğalıyorum,
Pamuk ipliğinin göğün yumaklarına açılan kanatlarında
Gündüzden geceye ulanan sunakların altından doğan bir dolunay
Güzelliğiyle çarpa çarpa aydınlattığı yıldızları süpürerek gecenin derinliklerine
Beni çağırıyor ışıklı gölgelerinde dönen çemberine
Ve ben, her ölen yıldızın sönen parıltısından bir ömür çalıyorum sanki
Ve geceleri büyüdükçe büyüyen ay için
Çoğaldıkça çoğalıyorum
Kayıt Tarihi : 14.4.2025 20:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!