Çocukluğum, avluda unutulmuş bir top,
köşesi yıpranmış bir defter,
kapağında kurumuş bir yaprak gibiydi.
Çocukluğumun güzel yılları.
Güneş en çok o zamanlar dokunurdu yüzüme,
Annemin sesi pencereden,
Rüzgârla birlikte inerdi sokağa.
Her şey bir oyundu düşmek bile.
Toza bulanmış ellerim ve dizlerim,
Gökyüzüne çevrilmiş meraklı gözlerim vardı;
Bulutlara hayal ile şekil verirdim,
Kendime masallar uydururdum.
Sokak lambasının altında uzayan gölgem,
Büyümek isterdi aceleci kalbim.
Büyüdükçe anladım: çocukluk geçip giden bir zaman değil,
Ara sıra kalbe dokunan sıcak bir hatıradır sadece.
Çocukluğum bir avuç toz şekeri,
Cebimde sakladığım kırık bir bilye,
Annemin sesinde ılık bir sabah,
Yalınayak koştuğum bir yazdı dünya.
Gökyüzü maviydi, güneş daha parlak,
Bulutlar hayal, ben onlardan daha hafif.
Bir kayan yıldız düşerdi avuçlarıma,
Dileklerim çoktu, ömrümden daha saf.
Çocukluğum…
Zamana bıraktığım en temiz iz,
Ne zaman yorulsam döndüğüm gizli bir deniz.
Kayıt Tarihi : 24.11.2025 13:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!