Çocukluk, o altın çağı ömrümüzün
Otuz yıl öncesinden hatırası şimdi seslenen,
Dünyaya ilk bakışı, hayretler içinde gözümüzün
O biricik tatlı rüya ki, bir daha görülmiyen.
O ilk ağlama... Varolmanın muzaffer sesi
O her acıyı bir anda unutturan
Ve gül yanaklarda hayatın, tomurcuklanan ilk gülümsemesi:
Hayata bir an içinde kıymet kazandıran.
O ilk hece deyiş ki kalbi ürperten
Ve dört ayak üstü ilk emekleme.
Günler, aylar ve yılların geçişi farkedilmeden,
Yaprağa su yürür gibi o esrarlı büyüme.
O masallar dinleyip, masallar yaşadığımız
Uzak iklimlere uçup gittiğimiz seccade.
Kırılan çenber, kaybolan top, kopan uçurtmamız,
Çocuk kalbimizin sevgilisi: Mor kâküllü şehzade.
Çocukluk: o altın çağı, uçan çağı ömrümüzün
O geçmiş zaman olan, o şimdi hayali cihanı değen
Bir zamanlar su içtiği, o kuruyan çeşme, gönlümüzün,
O bahtiyar yaşayış.. Saadet nedir bilmeden..
Yeni Şiirler 1950, Varlık Yayınları
Ahmet AltümsekKayıt Tarihi : 13.5.2015 18:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!