Çocukluğumu Özledim Şiiri - Hürrem Dilekci

Hürrem Dilekci
154

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Çocukluğumu Özledim

Çocukluğumu Özledim

Seksenli yıllarda geçti çocukluğum.
Varoş diye dudak bükülen semtinde, İstanbul’ un.
İmkanlarımızla fakir, eğlencelerimiz ile zengindik.
Çocuk gibi oynadık, Çocuk gibi yaşadık.
Çocuk gibi yaşamayı özledim.

Top oynardık, şimdi villa ve sitelerin,
İşgali altında bulunan, alanlarda.
Çocuk oyunları oynardık;
Çelik çomak, kızgın kayış, saklambaç, dokuztaş…
Çıtalı uçurtmalar yapardık, upuzun kuyruklu.
Yapıştırıcımız yoktu, ama çarelerimiz vardı.
Üst üste getirdiğimiz naylonları, taşla çakarak birleştirirdik.
Uçurtma yapmayı, uçurtma uçurtmayı özledim.

Çok programlı çamaşır makineleri yoktu, analarımızın.
Dışarıya kurulan kazanlarda, ısıtılan sular,
Eller de yıkanan çamaşırlar…
Kazanların altında yanan odunların,
Nefes tıkayan duman kokularını özledim.

Kış bir başka geçerdi, o zamanlar.
Sobalı evlerde, odun-kömür yanardı.
Bir odası cehennem sıcağı, diğer odalar buzhane.
Soba üzerinde pişen yemeğin fokurtusu,
Biraz daha acıktırırdı, aç olan karnımızı.
Tek kanallı radyo programları eşliğinde,
Analarımızın ördüğü kazaklar.
O sımsıcak, ev ortamını özledim.

Rüzgar çığlıklar atardı, camımızın önünde
Beni de içeri alın diye, yalvarırcasına.
Lapa-lapa yağan kar altında oynan oyunlar.
Bir parça kar tanesinden,
Yuvarlaya-yuvarlaya yaptığımız,
Kocaman kardan adamlar.
Kardan adam yapmayı özledim.

Akşamları yapılan komşu ziyaretleri,
Kapatılan televizyonlar, başlayan sohbetler
Ağızlardan bal damlarcasına, anlatılan anılar,
Sanki o anı tekrar yaşarcasına-yaşatırcasına,
Canlanan hatıralar…
Büyüklerimin anlattığı hikayeleri özledim.

İlkbaharın gelişi ve çiçeklerin hayat çığlıkları,
Yemyeşil ağaçlar, şarkı söyleyen kuşlar,
Toprakla hasret gideren yağmurlar,
Yeşil elbisesini giyen tabiat ana,
Baharın gelişini karşılamayı özledim.

Sımsıcak yaz günleri…
Yaşasın okullar tatil oldu.
Yaşamaya doyamadığımız üç ay tatili.
Meyvelerini hizmetimize sunan,
Komşularımızın meyve ağaçları.
Ev sahibinden gizlice, sinsice
Ağaçlarından kopardığımız
Ve koynumuza doldurduğumuz meyveler…
Şeftalilerin tüylerinin, karnımı kaşındırmasını özledim.

Ve sonbahar!
Her yerde, her zaman, hüzündür, sonbahar.
Meyve veren ağaçlarımızın kış uykusuna yatması,
Upuzun okul tatilimizin bitmesi,
Okulların açılması,
Bir parça hüzün sarardı yüreklerimizi...
Yaprakların caddelere dökülmesi,
Rüzgarların elinde oyuncak olması.
Sonbahar hüzünlerini özledim.

Şimdi büyüdüm!
Ama anneme göre hala çocuğum…
Her duyduğumda mutlu eder beni,
Hala çocuk olduğumun söylenmesi.
Babam ya da dedem duysa,
Der ki hemen;
Ey oğul sende çocukluk mu yaşamışsın!
Evet! tam ortasından yaşadım.
Hem de öylesine dolu yaşadım ki,
Şimdi yüreğime sığdıramadığım,
Çocukluğumu özledim…

HÜRREM DİLEKCİ
05.03.2007 12:00

Hürrem Dilekci
Kayıt Tarihi : 11.9.2007 21:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hepimizin içinde yanan bir volkandır çocukluğumuz... Bir daha asla geriye getiremiyeceğimiz ve hayatımızın sonuna kadar aklımızdan çıkaramayacağımız hayalimizdir çocukluğumuz İstanbul İli Kadıköy İlçesi Küçükbakkalköy semtinde geçti benim çocukluğum. Ben çocukken ataşehir yoktu, ve yemyeşil araziydi oralar... İşte dostlar yüreğimde yanan bu çocukluk ateşimin silüeti olan bu şiiri paylaşdım sizlerle, umarım beğenirsiniz




Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sıcak Rüzgar
    Sıcak Rüzgar

    Dünün Çocuğu, Yarının Yaşlısı

    Bir zamanlar çocukluktu adımız,
    Tozlu sokaklarda kurulurdu tahtımız.
    Ne para bilirdik, ne geçim, ne hesap,
    Bir misket dünyamızdı, bir ip atlayış rahat.

    Çember çevirirdik teneke kapaktan,
    Mutluluk dökülürdü her bir şakaktan.
    Gelecek kaygısı mı? O da neydi ki?
    Yoklukla doyardık, doymazdık belki...

    Bayramlar gelirdi, içimiz kıpır kıpır,
    Ayakkabımız eski ama kalbimiz pırıl pırıl.
    Şekerin, harçlığın kutsal bir değeri,
    Bir mendil bile alırdı yerini severi.

    Düğünler olurdu sokak arası,
    Bir saz, bir davulla dolardı havası.
    Kına yakılırken titrerdi elim,
    Sünnet olunca büyüdüm sanırdım derin.

    Asker uğurlarken ağlardı mahalle,
    Konvoyla karışırdı gururla sitem.
    Bir cenaze olduğunda sessizleşirdi gün,
    Komşunun acısı da bizimdi, hüznün düğüm.

    Sobanın çıtırtısıyla uyurduk gece,
    Alevin gölgesi düşerdi tavana izce.
    Bir at olurdu bazen, bazen bir kuş,
    Hayalden hayale kanat açan düş...

    Yoksulluk vardı ya, çok şükür vardı,
    Her şeyin kıymeti nadir, ayrıydı.
    Bir lokma ekmek, bir tas çorba
    İkram edilince olurdu bayram sofra.

    Bir komşu gülümsese ısınırdı içim,
    Bir acı paylaşılsa hafiflerdi biçim.
    Sevincimiz ortak, acımız da öyle,
    Birlikti bizi insan yapan özle.

    O zamanlar masumduk, tatlı ve duru,
    Kirlenmemiş gönül, lekesiz ve gururlu.
    Yalan bilmezdik, kötülük tanımaz,
    Dostlukla büyür, sevgiyle yanardık az.

    Annemin sesinde ninniler vardı,
    Babamın bakışı liman gibiydi.
    Şimdi bir ayna var, kırık ve yorgun,
    Gözümde birikmiş bin yıllık yorgun.

    Ama sonra büyüdük, çatıldı kaşlar,
    Hayatla öğrendik ne demek savaşlar.
    Geçim dediler, borç dediler, dert,
    O çocuk gitti mi, döner mi elbet?

    Saçlar beyazladı, bel biraz çöktü,
    Zaman dediğin şey, usulca söktü.
    Ne kaldı geriye o güzel günden?
    Bir avuç özlem, bir tutam hüzünden...

    Yaş aldık, yaşlandık, çözüldü bağlar,
    Çocukluk kokusu dolsa da dağlar...
    Bir salıncağa binsem yine geri,
    Dursa zaman, dursa şu dertli seri...

    Dünün çocuğuyum, bugünün yükü,
    Yarının yaşlısı, zamanın hükmü.
    Omzumda yıllar, gözümde yaşlar,
    İçimde hâlâ o sokaklar var...

    Ne eski ev kaldı, ne de sobamız,
    Anılar yankılanır, içimde ıssız.
    Bir resim, bir yorgan, bir yarım masal,
    Kalbimde uyuyan bir öksüz vefal...

    Şimdi aynaya her baktığımda,
    Bir soba alevi düşer duvara.
    Tavanda kıpırdayan o masum gölge,
    Seslenir usulca: “Unutma, sen de bir çocuktun önce…”

    Cevap Yaz
  • Nihat Görmez
    Nihat Görmez

    Değerli kardeşim bana yazdığın yazıların hepsini okudum gerçekten düşündürücü ve geniş bir perspektif ten bakışınız olayları ve hikayeleri yorumlamanız hoşuma gitti gerçekten bu anlamda başarılısınız ,değerlendirmeyi bu şiire bıraktım sanırım aynı dönemleredenk geldiği için çocukluk anılarımızı ben bıoraz farklı anlatacak kadarzor günler anlatmayı düşünüyordum ama VAN lı bir kardeşim de en az senin kadar mutlu bir çocukluk yaşamış benim artık aykırı şeyler yazmam yakışmaz benim yaşadıklarım bana kalsın dedim ve sana hayat boyu başarılar dilemek , gelecek yıllarında en az geçmişyıllar kadar mutluluk ve esenlik getirmesinidilemek daha anlamlı olur diye düşündüm sağlık ve esenlikle kal kardeşim başarılarının devamını dilerim.

    Cevap Yaz
  • Özcan Akkuş
    Özcan Akkuş

    Yüreğinize sağlık üstadım, çok güzel bir şiir beğeni ve taktirle okudum. Tam puanla yürekten alkışlıyorum selamlar...

    Cevap Yaz
  • Muzaffer Kalaba
    Muzaffer Kalaba


    Sn: Dilekçi bey,
    Bu güzel eserinizi,
    Beğeniyle okudum.
    Yüreğine salık
    Kalemin daim olsun.
    Başarının devamını diliyorum.
    Dost kalemi kutlarım
    Nice güzel paylaşımlara.
    Sevgi ve saygılarımla....

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Duygu yüklü şiirinizi
    begeniyle okudum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (42)

Hürrem Dilekci