Henüz bir günaha bulaşmamıştım
Bembeyaz bir süttüm çocukluğumda
Daha kırk kiloya ulaşmamıştım
Bir kemik bir ettim çocukluğumda
İlkbahar gelince mayıs ayıyla
Koyunu keçisi beş yüz sayıyla
Haydarı Dağı’nda Hasan dayıyla
Dağda davar güttüm çocukluğumda
Mavi küreleri diktim oynadım
Yenilmedik hiç bir çocuk koymadım
İki cebim doldu yine doymadım
Elli bilye üttüm çocukluğumda
Eylülde harmanda bulgur bekledim
Yıldızları saydım tek tek topladım
Hırsız kedileri kovup hakladım
Toprak damda yattım çocukluğumda
Seyrettikçe Cüneyt Arkın filmini
Öğrendim dövüşün türlü ilmîni
Nasıl özlüyorum o saf halimi
Bir de caka sattım çocukluğumda
Tasla içtim evde keçi sütünü
Beş yaşında yedim keklik etini
Benzettim kendime yılkı atını
Mutluluğu tattım çocukluğumda
Toros dağlarından kekik topladım
Keklik gibi taştan taşa hopladım
Çiğdem kazmasını kara sapladım
Pekmezledim tattım çocukluğumda
Hazırlık başlarken kara kışlara
Tezek vurulurdu yassı taşlara
Ağaçlarda öten garip kuşlara
Sapanla taş attım çocukluğumda
Bilmem çam ağacı bilmem gürgenle
Harmanı topladım eğri dirgenle
Öküz arkasında yorgun düvenle
Saman tozu yuttum çocukluğumda
Abim bilenlerden bu işi kaptı
Söğüt dallarından bir olta yaptı
Takıldı taşlara, misina koptu
Çayda balık tuttum çocukluğumda
Üç beş arkadaşla bir çete kurup
Kasabaya kaçtık, kirişi kırıp
Eşek gübresinden sigara sarıp
Tezek gibi tüttüm çocukluğumda
Aydın Ahmet
Kayıt Tarihi : 27.8.2025 10:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!