Gönül dağlarımı duman bürüdü,
Yaş döktü gözlerim, sevdam savruldu.
Kimi zaman hüzün, kimi zaman aşk vurdu,
O gün bu gündür, hayatım çileyle doldu.
Ozan mustafa yanık bağlama çaldı,
Sözler hece hece dizildi, ruhumu sardı.
Yaşlı bir şair, genç ve güzel bir yorumcu,
İki ayrı bedende tek bir duygu vardı...
Yollara baktım, baktikca hep yokuş oldu,
Gençliğime hasret kalan bu gönlüm soldu.
Yaşlı gözlerim an be an uzaklara daldı,
Çok uzaklarda bir parça umut kaldı...
Hasret vurdukça vurdu, gönül yandı,
Kül oldu, kor oldu, külhanım sardı.
Uzak bir geçmiş, dostlar anılardı,
Özlemek dediğin onulmaz bir yara bıraktı...
Yazım baharım hep kışa döndü,
Gençliğin ateşi yavaşça söndü.
Yaşadıkca yol uzadı dertler birikti,
Dizlerim yoruldu, öz canım bitti...
Sözlerim şiir oldu, gönlüme aktı,
Akıl almaz bir sevdaya kapıldım.
Gözlerim uzaklara çakıldı kaldı,
Hayat denen yolda yalnız yürüdüm.
Kervan isyankarlık yönünden yürüdü,
Gönül dağlarımı duman bürüdü.
Yaprağım döküldü, darım kurudu,
Öz dedi ki yeter buraya kadar.
Muradım dağlar gibi puslandım,
Şiirlerimle gönüllere seslendim.
Kimi ala kimi karalara bezendi,
Deliliğim yeter, artık uslandım...
Kayıt Tarihi : 15.8.2025 13:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!