Bir yer var gitmek istediğim ama gidemediğim
hazan mevsiminde dökülüyordu yapraklar
Birer birer yeni umutlara doğru,
sürüklüyordu rüzgar,
Usulca toprağın sıcak teninde ilkbahara…
Rengarenk çiçeklerin arasına doğru ve güneşin hararetinde
Bir bardak suda eriyip,
Yok olan buz gibi,
Sonsuzlukta kendimi kaybettim
Sesimi duyan var mı?
Sessizliğimin savaşında, kendimi arıyorum!
İçinde arzularım,
Zaman tünelindeyim
Saat gecenin 12’ si
Çanlar çalıyor tren garında!
Birazdan gelecek olan treni bekliyorum…
Saçlarımda aklar, solan çehremde
Keskin bir aralık gecesi…
Korkularım var
Her dem yaşlarım
Bu giden kaçıncı tren bilmiyorum!
Bu kaçıncı el sallayışım,
Bu kaçıncı vedam,
Yeni bir perde açılıyor,
Yıldızlar arasından sıcacık bir selam yolluyorum
Körpecik yüreğine…
Şehrin karanlık sokaklarından,
Yüreğimde yağmur seline kapılmış sevdana.
Delicesine sevdana susamış
Kanayan dudağımda,
Düğün var düğün acıların düğünü
Umutlarım soldu
Hayallerim öldü bugün
Acıların düğünü bu düğün
Yalnızlığın bu düğün
Gülüm kurudu, karanın düğünü
Sensizliği içme gömdüm
Yoksun sen artık!
Sessizlikte solup gittin,
Mevsimlik açan çiçekler gibisin
Açıp soldun günbatımında
Yanan ateşin külü misali,
Seni düşledim gecelerce,
mehtaplı gecelerde…
Ne zaman seni düşünsem,
derince, derin sevdalardan esen
Rüzgarla sevdamı yolladım….
Kemanın ağladığı bir gecede
Başımda bir yangın var,
Yanıyor beynim çıra gibi
Deli divaneyim kudurdukça!
Kuduruyor düşüncelerim!
Denizin kudurmuş dalgaları gibi
Pas tutmuş parmaklarım,
Yorgun sevdalar da gönlüm, virane sokaklarda.
Kanıyor yüreğim şafağın atışında…
Zincirlendi sevgiler şimdi oldu bedbaht!
Yar çekme ellerini terki diyar eyletme beni.
En zoru ne biliyor musun?
Seninle sensizliği yaşamak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!