İzin verirseniz kuşlar da konacak pencereme.
Kalmaktan kastım, kaldığım yeri aşındırmak değildi, hâl bu ki. - öylesine salınan püsküllü otları kıskanıyorum bazen. bazen de, üzülüyorum yol kenarlarındaki, gelip geçenin tozunu yutarak serpilen ağaçlara. dem vuruyorum bazen de, sürekli koşmaktan yürümeyi unuttuğuma. Bağrıma basar gibi seyrettiğim dalıp, duvarıma astığım; kırılmış da, solmuş, kopuk yeşilleri de kendimden kıskanıyorum. Alınıp da kimse bir halimi duvarına asmadı beni, diye. Ki o zaman, kendi ipimle, su kuyularına inecekken, kendimi astığım, düş ettiğim heybetli bir ağacın yaprağı en seyrek dalından. Rüzgârı, bu daldan salınırken hissediyorum en çok. seviyorum. salınarak yaşamak oldu huyum
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Devamını Oku
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta