elleri sıcak bir şehir olsun burası,
ilk gördüğün bir kadınla, insanlığa inanır gibi ilk aşkını yaşadığın.
bir ülke olsun yada sevmesin karanlığı,
sırtından yediğin kurşunla, toprağına yüzükoyun uzanmadığın.
yeryüzü olsun burası.
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Devamını Oku
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen



Ülke,bulunulan yer,ortam ve o duygular çok şey çağrıştırdı zihnimde.Geçişler yaptım zihnimde.Güzel şiirlerde sanırım bunları yaptırmalı.Kutlarım.Saygılar
değerli şair belliki ülkemizin yaşadığı sıkıntılı dönemleri iliklerinde hissedenlerden yada çok yakın tanığı....evet ölümler ceza indiriminden sayılmasın.bu ülke bizim olsun.yüreğine sağlık,dost.sevgi ve saygılar...
Her zaman ki gibi tam puanlık Cevat Çeştepe bey. Herkes neyi hak ediyorsa onu bulsn İyilik güzellikler dostların olsun
Her dize ve ses örgüsü -Yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek- duruşuna adanmış bir destan şiir okudum.
Güzel düş, güzel bir memleket türküsü. Bu yolda düşenler, kalanlar ve inatla umudu besleyenler.
Kutluyorum sevgili Çeştepe. Senin kaleminden aktığı belli bu tadın. İlle de denizler ve maviler hakim şiirlerine.
Dostlukla.
Önce bir açıklamayla başlamalıyım.
Şairin kendi seçimidir –ki saygı duyarım- şiirin başlığı sarsmadı beni.Şiirin altında ezilmiş gibi duruyor.Ya da şöyle söyleyeyim.Kafaya göre çok küçük bir kasket gibi …
Şiirdeki içeriğin niteliğini daha da sezdirebilecek bir başlık olabilirdi.
Şair zoru başarmış ;ama kolayda güçlük çekmiş.
CEZA İNDİRİM hakkında yapacağım konuşmanın ereği kimseye şiir öğretmek,şiiri ortaya çıkarmanın ,dil’in görsel varsıllığını estetikle örtüştürmenin yollarını öğretmek değil.
Tam karşıtı;ereğim ilkin,şiirin önce ÇEŞTEPE’den sonra okurlardan beklediği bir özlemi gidermek;şiirle yüz yüze gelmek ,şiiri anlamak,şiire yaklaşmak,şiirin damarlarını tutabilmek,soluklarını hissetmek…
Ama her şeyden önemlisi şiirle yüzleşmek!
Kişioğlu çoğu kez egosal yönlendirmelerine karşı çıkamamıştır.
Birey –Özelde; ÇEŞTEPE- işte bu nedenle kendi algılama düzeyiyle bakmış ,kendi dışında kalanların kendine benzer yönlerini sezse,kavrasa,kanıksasa bile şiirinin ne olması gerektiğine kendisi karar vermiştir.
Bunu çok doğru bir yaklaşım olarak kabul ediyorum.
Çünkü şiirin estetik kaygılarla ve içerikle doldurulmuş yapısında bir başkasının izini sürmek yerine kendi izini göstermenin daha akılcı olduğunu imlemeliyim.
Şiir,kendimizle yüzleşmektir.Doğru! Ama bu eylem nasıl olmalıdır?
En önemlisi şiirin dili bence.Çünkü şiir, varlığını ona borçludur.Bu konuda Şair Aydın ŞİMŞEK’in bir savı vardır.Diyor ki:
‘’Şairin hayatındaki şiir değil,artık şiirin hayatındaki şair önemlidir!’’
Bu sav çok karmaşık bir Gordion düğümüdür.Dil ise onu çözebilen tek şifredir bence…
Şairin dışında kalanlar için,benim için,bizim için yaşadıklarımız,biriktirdiklerimiz,belleklerimizde izlerini barındırdıklarımız böyle bir dil’e gereksinim duyarlar mı?Bu soru ,düşündürücüdür işte.Bambaşka yanıtlar bulur kendisine.
Önemli olan yanıtların bambaşkalığı değil,gündem saptamasında şairle ‘’ortak olanda’’ uzlaşmaktır.
Bugün için yukarıda savladığım sorunsallar bizim umurumuzda olmayabilir.Oysa,yaşamın içinden apayrı,fantastik göndermeler değildir ki onlar!
İşte CEZA İNDİRİMİ’nde ,ötekileştirilmiş bir saptama;bunun hızla sorgulanması var.ÇEŞTEPE,yaşamının geçmiş zamanlarını önemsiyor,onlardan edindiklerini tükete tükete sonsuz bir düşleyişin kapılarını zorluyor.
Okuyucu olarak ben,geçmiş/gelecek ikileminde salt Şair’i dinlemekle kalmıyorum böylelikle.O’na özgü olan duyarlıkların benzerlerinin bende de ,bizde de bulunup bulunmadığının araştırmasına girişmeye yöneliyorum.
Acaba var mıdır?
Neye,kime,nelere yöneliktir? Neden yöneliktir?
Sorulara,şiirin dil’ini çözerek doğru yanıtlar verebiliyorsam CEZA İNDİRİMİ’ne ve Sayın ÇEŞTEPE’ye inanmak zorunda kalmak şöyle dursun ;O’nunla birlikte olmak durumundayım.
Bize sunulanları kabul ederek yaşadığımız müddetçe ne kendimize öyle soruları çözmekten yana olacağız,ne şiirlerdeki dil’i çözeceğiz,ne de CEZA İNDİRİM’inden yana olacağız.
Şiirde sanıyorum ki bunu reddeden bir başkaldırı var.
Her erk, kendi üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışmayı sürdürüyorsa –ki öyle-içimizdeki ses de kendi özgünlüğü içinde ümit arayışlarını,özlemlerini ,arayışlarını sürdürecek demektir.
Yaşam ,üç maymunu oynamayı zorunlu kılmıyor ki!
Dürüstlüğün kişiyi kırbaçlayan bir erdem olduğunu bilmek ve CEZA İNDİRİMİ’ni talep etmekten daha güzel ne olabilir ki?
Kendimizle yüzleşmeyi,gerçeklerin ardında bulunan çelişkilerden yeni hazlar yaratabilmeyi ve ‘’CEZA İNDİRİMİ’ni ben de istiyorum!’’ demeyi herkesin dillendirmesi dileğiyle…
Sayın ÇEŞTEPE’yi tebrik ediyorum.
Sevgili dost şiirlerinizin en sadık okuyucularından bir tanesiyim. 12 Eylül döneminde dayım tutuklanıyor ve ceza evine konuyor. Tek nedeni düşüncelerini yayması. Esenler ceza evinin kapısından atılıyor içeri ama girerken okuduğu iki kelime çekiyor dikkatini. (Burada ALLAH yoktur) O an ne demek istediğini anlamıyor ama mazgallar üstünde yatmaya ve işkenceleri içinde günleri geçmeye başladığında anlıyor ne demek olduğunu.
Düşünce suçlusu biliyorsunuz Türkiye de düşünme de ne yaparsan yap. Kendisi ile birlikte tutuklanan arkadaşları dayanamıyor işkencelere ve yapmadıkları suçun cezasını kabul ediyorlar korktukları için. Kabul etmeyenleri terasa çıkartıp itiveriyorlar arkalarından ve yakınlarına verilen cevap ( kaçarken düştü ve öldü)
Dayım 45 gün kalıyor işkencede. Alındığında 85 kilo olan dayım ( tabi bu süre içinde hiç kimse göremiyor) kapının önünde belirdiğinde küçücük bir çocuk çıkıyor sanki dışarı. Tanınması imkânsız biri olmuş çıkmış dışarı. Ve 45 günde yaşamış olduğu olaylar sonucunda hastalanıyor nemden ciğerleri hasar görüyor ve ne yazık ki hastalık peşini bırakmıyor ve sonunda dayımı kaybediyoruz.
Ceza indirimi olsa ne olur ki. Kişi bir gün bile kalsa oranın vermiş olduğu soğukluk tek bir günde bile işleyebiliyor demek ki ciğerlere.
Şiriniz beni tekrar döndürdü o günlere ve yine paylaştım dizeleriniz ile. Teşekkür ediyorum kaleminize. Saygılar yüreğinize ve tam puanımı bırakıp listeme alıyorum izninizle
Fevkalade güzel derin ve düşündürücü..Yarınların hep aydınlık olduğu,insanların sadece birbirlerini sevmeleri için yaratıldığı,Zahiri hiçbirşeyin bulunmadığı bir dünya'da mutlu bir yaşam diliyorum,size,sevdiklerinize ve herkes'e..Selam ve sevgilerimle.
'YİNE DİZELERE DÖKÜLMÜŞ YÜREK DİLİNİZ..hem toplumsal konuları hemde iç dünyamızdaki gelgitleri güzel anlatıyorsunuz...saygılar'
AMİN.......diyorum,duyarmı bilmem ama dedim işte :)) Yarınlarda kalmasın umutlar,hemen olsun,bir mucize olsun nolur !....Yaşanmış bir hayatın gerisinde kalanlar,biraz buruk, biraz savruk ama içli,ama derinden gelen bir su sesi gibi,ormandaki ışık süzmesi gibi etkili,saatler hiç 4.30 olmasın,dilinde bir özgürlük şarkısı,yüreğinde vatan sevgisiyle el ele olsak,kardeşce yürüsek,herkes tok,herkes mutlu olsa nolurdu sanki ?....Yine beni derinden yaralayan bir şiirinizi okudum,yine harika,yine çok güzel mesajlar insanlık adına,vatan adına iyi dilekler her şeye rağmen BU VATAN BİZİM !..ellerin yorulmasın, o güzel yüreğinden öpüyorum...
TEBRİKLER HOCAM, MÜKEMMEL BİR ÇALIŞMA OLMUŞ, O USTA KALEMİNİZE ALKILŞKAR, ELLERİNİZE SAĞLIK, KALEMİNİZ DAİM OLSUN. SAYGILARIMLA.- Berkay Kur.
Bu şiir ile ilgili 98 tane yorum bulunmakta