Ben ıslaklığında yanarken senin
Sen üşüyorsun yanan yanaklarımda...
Dokunurken yağmurlu saçlarına
Ellerim saçların kadar yağmurlu
Bakarken gözlerindeki gölgeme
Gölgem senin kadar kaçak
Kimi sevsek kanar bu yürek
Kime tutulsak bükülür belimiz
Ve ne zaman içsek hazan sonbahar akşamlarında
Ağlar soframızda bir esmer silüeti
Kimseler duymaz anlayamaz
Aşk mı?
Sabah uyandığınızda yüzünüze çarpan rüzgarın şiddetiyle beyninizin sıcak bir tonla uyuşmasıyla başlayan ve, bir an önce toparlanıp Mutlulukla bir ilgisi olan kahvaltınızı bile yapmadan kendi mutluluğunuzun o olduğunu düşünerek kendinizi sokaklara atarsınız bir an önce. Yollar uzar ellerinizin içine sabunlu suyun içinde kayar gibi yüreğinizi alırsınız, artık ritmik hareketler yoktur göğüs kafesinizin altında artık imkansızdır sizi durdura bilmek, olur olmaz karnınız acıkır, iştahınız kapanır yüzünüz şekilden şekile girer hüzünlü olursunuz durup dururken, güldünüz mü kıskandırırcasına, ağlarsınız gözlerinizde o varken olup olmayacak şeyler gelir aklınıza.
Artık o geri dönüşü olmayan mayın tarlasına girmişsinizdir ve nerden geçtiğinizi kestiremezsiniz yani geri dönemezsiniz ama ilerlemek içinde hayatınızı ve bir çok zamanı riske atarsınız. Siz ilerledikçe farkında olmadan hep bir şeyleriniz eksilir kendinizden, kanamalarınız vardır hissetmezsiniz, çünkü bir gülüş merhemdir yaranıza, o durdurulamayan kanamalar birden kabuk bağlar ve olup olmayacak yerde sızıntılar halinde damlar.
Günün rutin koşuşturması sarar yüreğinizin boşluğunu kaçmak istersiniz, bir an önce akşam olsada görsem bir defa dersiniz. Saatler hiç geçmez, yapılacak işler yarına ertelenir, aranacak adamlar ve konuşulacak tüm şeyleri yarına ve daha sonraya ertelersiniz aslında hayatınızı uzatırken kısaltırsınız.
Akşam olur yollar sizi beklemektedir, kilometreler gözünüzde küçülür, saatler onunlayken saçlarınızı ağartacak kadar ilerlemiştir.
Ve o an yüzünüzde baharın renklerinin açtığı içinizde en sıcak iklimlerin yaşandığı bir sahil şehri havası, gözlerinizde dünyaya yeni gelmiş bir bebeğin pırıltısı, heyecan üst seviyede, kalbiniz son yolculuğunda, çevrenizde fırtınalar kopmaya başlar o köşeyi döndü mü. Koşar adımlarla yaklaşırsınız, önce gözlerine bakar içinizi titretir sonra muhteşem bir sarılışla dünyaları ayaklarınızın altına serersiniz. Sonra doyasıya bir bakış daha ve gözlerinizin objektifindeki kompozisyon, siz aşıksınız demektir.
Güneşin gözleri var yüzünde
O herkesin sahip olmak istediği bir söz gibi
Ne zamanı belli ne kimliği
Canımın baharları gibi
Anlatmaya çalışıyorum kendimi hepsi bu...
Bu şiirin son cümlesisin,
Bir daha anılmayacaksın sohbetlerde,
Bir daha duyulmayacak sesin duraklarda,
Bir daha karanfillerle karşılanmayacaksın.
Biliyorum;
Bir yolumuz vardı aynı adımlardan oluşan
Aynı camda birleşen bakışlarımızın tomurcuğu
Bir sözümüz vardı aynı duygunun beşiği
Aynı midenin lokması
Bir gökyüzümüz vardı kuşbakışı sevdalara uçan
Bir şarkı vardı birbirimizi kaybettikçe bizi bulan
Ve neresinden başlarsak başlayalım
Yeni aşkların,
İster göz ucu bakışmalarıyla başlasın tüm sevdalar
İster bir merhabayla
Ya da düşen kitaplarda
O ilk yaz cemresinin toprakta bıraktığı kokuyu bulamıyor insan
Hayatın öyle bir yerinde
Susuyoruz ki,
Deniz hafiften bir dalga,
Estiriyor saçlarında,
Rengi zaten belirsiz,
Bir şiir okunuyor radyoda,
Belki bu sıcak yakmaz beni
Belki gelir serilirim en güzel kıyılarına
Gülüşüne vurulurum ansızın bir akşamüstü
Saçlarında buğday sarısı eserken
Gözlerine dalarım belki bir gece vakti
Sen mercan mavisine beni kabul etmişken
Mazgalları dolmuş bir sokağın
Yağmurlarından biriyim
Nereye düşsem sana çarpıyorum
Nereye biriksem sana akıyorum
Serseri bir ıslığın
Son nefesiyim belki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!