Gidiyorum her şey,
Yarım kaldı gönlümde.
Son veda busesini de,
Kondurdun işte.
Hadi bir kere daha bak gözlerime
Gittiğim her yerde,
İlk vurgunu yağmurlu bir günde yemiştim
Şimdi her yağmurla hüzünlenir
Köşe başında yalnız duran ağaçları
Dökülmüş yaprakları ve yıldızları,
Hep kendime benzetirim.
Hadi kalk bahara gidelim.
Toprak kokusunu içimize çekelim
Rüzgarın sesinden şarkı besteleyip,
En sevdiğimize hediye edelim.
Çamların altında oturup,
Denizi seyredelim,
Ne istediğimi biliyorsam,
Kendimi tanıyorum.
Hata da yapsam üzülmüyorum.
Her hatadan ders alıyorum.
Düşe kalka yürümeyi de öğreniyorum.
Onca karanlık düşlerimin içinde,
Bir çocuk sesi gönlüme ışık veren.
Kaybolduğum yalnızlıklar içinde,
Onun gülüşü, yolumu gösteren.
Yalanlarla günahlarla dolu dünyada,
Canımı dişime takıp,
Aşılmaz gibi görünen bu dağları,
Tırnaklarımla tırmanıp,
Küsmeden, yılmadan,
Aldırmadan yaşayıp.
Arsız gamsız takınıp.
Bazı akşamlar mavi olurdu gecelerim.
Bütün sokak lambalarını,
Evlerin ışıklarını ezberlerdim.
Her ışığı yanmayan pencerede,
Gizliden gizliye hüzünlenirdim.
Ve her ağlayacağımda,
Hep sığınmak istedim
Bir yerlere.
Ve tutunmak birilerine
Sığındığım kendim oldum yine
Sorularımın cevabı,
Saklıydı yüreğimde.
Bedava diye daldım
Bir yığın hayallere
İş güç beklesin bana ne
Dereyi görmeden sıvadım paçaları
Kim akıl sır erdire
Bir çocuğun gülüşünde yakaladım umutları
Gurbet türkülerini ezberliyorum.
Bu şehrin soğuk gecelerinde.
Alışamadım ne gürültüsüne,
Ne de büyüklüğüne.
Alışamadım taş yığınları içinde,
Nefes vermeye.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!