Cemiyet, cemiyet Şiiri - Halil İbrahim A ...

Halil İbrahim Alboğa
192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Cemiyet, cemiyet

Cemiyet haz bulmak bahanesiyle,
Eşyaya her rengin zevkini sıvar.
Cemiyet, top yekun ve hanesiyle;
Ölüm var, demeyin indirir şamar!

Cemiyet, cemiyet, her şey cemiyet.
Bütün zehirleri öldüren zehir!
Hem bela güruhu, hem de emniyet;
Cemiyet, mahşeri temsilen zahir.

Hayırda ve şerde yarış kadrosu,
Cemiyet içinden çıkar öncüler.
Dua makamında imdat korosu,
Cemiyete hakim kavas cüceler.

Cemiyet ağacın kökü ve dalı,
Meyvesi sarhoşun attığı nara!
Allah’a değil de kara sevdalı,
Teptiği imanda kurtlanmış yara.

Sırt dündü cemiyet istikamete,
Geniş yollar açıp, uzaklaşmakta.
Kanun manzumesi bu vehamete,
Med vakti zannıyla demir atmakta.

Sıra dağlar gibi mağrur haliyle,
Bir birini fertler tepeden süzer.
Bana bakın! desem iman diliyle..
Hey hat! o cesaret bizde ne gezer?

Sınırsız iştahlar kara deliği,
Ne versen tüketir, ne bulsa yutar!
Hiç kalkmaz, kurulu, şehvet şenliği;
Helal evde bekler, haramla yatar.

İlk mektep çağında kaynaşan cinsler,
Evlilik sırrının ucuz işinde!
Aşktan mahrum, tene, çarpılır hisler,
Namus, zamparanın çürük dişinde…
.
Neyin nesi bunca curcuna, cümbüş?
Adeta her vakit beş çayı gibi.
Kalkma saatini her kurduğu düş!
Sanırsın keyfiyet varlık sebebi.

Bütün, fakat yalnız kalabalıklar,
Sallanır boşlukta, yelpaze elde.
Gök, demir bürünmüş, yerde pamuk var;
Seyret manzarayı aklını del de…

Her tattan bir ölçek macuna sinmiş,
Ne ararsan mevcut yüz gramında.
Onun kafasına bununki girmiş,
Ayıran bir nişan yok ehramında.

Bir eski kaide, eski dün kadar,
Ağyarını mani, etrafı cami.
Hakikat: aşikar, yeni gün kadar,
Ayrılsın mert ile, namert harami.
.
Cemiyet kumarbaz, zar atar hırsı;
Kılıcı yutar da, kınını sorar!
Ne milleti belli, ne de atası;
Soyu meçhul gibi asılsız doğar.
.
Çatlaklar artmakta tavanımızda,
Dua sıvaları nereye kadar?
Demem acemiyiz, demem hamız da;
Kevni serüveni Bir sürdüren var!

Hakkı ve sabrı da etmek tavsiye,
Bize düştü, bunamadan cemiyet!
Her şey olsa, fikir yok veresiye;
Ya Rabb, eksiğimiz tam samimiyet.

Ay yarılmasına eş bir mucize,
Cemiyet fidanlık olsun isteriz.
Hidayet aşıla, sabi, acize;
Biz tezeği olur yine besleriz.
.
Cemiyet bir lisan buldu ki dile,
İthal malı, üç beş avcı icadı.
Elektrik koysam sığmaz kandile,
Cereyan, ağzımı ısıran cadı!

Lisan bir hazine, lisan hüviyet!
Sinema diliyle kalıp cümleler..
Buna kültür diyor, mantar cemiyet!
Türk kızı kucakta matruşka beler…
.
Gün boyu telaşe ve koşturmaca;
El ayal çekilse şehir küsecek!
Dünya sona doğru gelse en uca;
Cemiyet, işim var, inmem diyecek!

Anlatması kolay olup biteni,
Eşya ve hadise emrinde kullar.
Nüfustan düşerler kabre gireni,
Eşi dostu gelip mezarı sular.
.
İbret almak yasaklandı mı yoksa?
En büyük nasihat ölüm bilirdik!
Ben, ölmeliyim, der, canını sıksa!
Eceli geldi de biz mi çevirdik?

Tek tek yakalasam, tutup kollardan;
Hemşerim, memleket neresi, desem?
Kimi Kayseriden, kimi Konyadan;
Aslını bileni alnından öpsem.

Sıradan bir yurt mu tuttuğun mekan?
Münih’te, Paris’te hayat böyledir.
Afrika, Avrupa, arada balkan,
Tarih üç kıtaya seni söyletir.

Unuttuk şiarı, iman mühürlü;
Fikirsiz, gayesiz, yüreksiz kaldık..
İmtihan.. imtihan.. bize her türlü;
İş mi kaldı, başımızı bulmadık?

Bu tenkit, bir tenbih, kordan itiraf!
Tat gitti şekerden, damakta yavan!
Çamurda altını tanır da sarraf;
İş nefse gelince dövdüğü havan.

.
.
.
Ey ahali, duyduk duymadık deme:
İman tehlikede, avunuyoruz!
Devlet kadar bundan mesul hademe,
Şu hale göz yuman salyalı domuz!

Zahirde, batında, evvel emirde;
Mukaddes bizimdi, biz mukaddesin.
Bin yıl bükülmeyen pas var demirde;
Bir konuş ey vatan, sen ne haldesin?

Canım pahasına canlara canı,
Can veren hatrına şartsız yamarız.
Yeter ki almasın bizden imanı!
İki cehennemde birden yanarız!..

Dünya bir geçimlik, eğlence, oyun;
Fikir, örümceğin ağına düştü.
Maddede, manada gençliği soyun!
Sonra da sızlanın; hiçliğe düştü!

Sevmedim devrimi, teslim olamam;
İman şehidinin kanı gözümde.
Her vakit sualde mektep ve hocam;
Yeter bunca düğüm, sıra çözümde.

Çöz bizi İlahi gaflet bağından,
Gün gelir, gün gider, güdülüyoruz.
Ay tepeden doğar, güneş sağından,
Elbet nur oluğa yolu buluruz.

Sağına soluna bakmadan fert fert;
Ölüler ayrılsın, kimler diridir?
Kıyamet kopmadan bırakmaz bu dert!
Uyanıver cemiyet, kalkma vaktidir!..

Halil İbrahim Alboğa
Kayıt Tarihi : 23.2.2018 02:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil İbrahim Alboğa