Heykel
Hangi iskelede kaldı bilmiyorum,
Oltasına martı konan gölgelerim.
Hatırladıkça,başım hafif öne eğilir
ayak izimin
tozunu bıraktığım kaldırımlarda
Yağmurun şakırdamasına aldanıp,
Alkışlandığımı hissettiğim günleri.
Eski bir geminin parçasıydı
heykeltraşların
yüzüme sürdüğü
traş bıçağı
Sakalım kesilirken kanar mı bilmem
Güvertesinde
Sevgilimin,yüzüme bıraktığı dudakları.
Islığı duyulur uzaktan
Sabah olsun diye
bağıran horozun
Bense dua ederim ezan sesine
Rüzgâr üfleyerek yakar belki
Saçlarımda kalan güneşi
Ay gökyüzüme sürünerek çıkıyor
Gözlerimde yıldız fingirdeşmeleri
Mektup yazmak geliyor içimden
Sevgilime.
Bu gece benimde omzuma
Beyaz bir güvercin
konar mı dersiniz?
Fotoğraf
Yüzümüzden
Su gibi akıp giden zaman
Dökülüyor denizlere,
biz içinde tekrar
Yüzüyoruz.
Cemil Özkan
1941 baharında
saat on beş.
Merdivenlerin üstünde güneş
yorgunluk ve telâş
Bir adam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!