Cemal Oğuz Öcal 2: Hayatı, Biyografisi, ...

1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

CEMAL OĞUZ ÖCAL 2 HAYATI

Türkçülüğe kendini adayan, bu uğurda işkencelere uğrayan lakin hiçbir zaman taviz vermeyen bir kişilik: Cemal Oğuz Öcal.

Kendisinden çok az bahsedilmesine rağmen davamızın önemli kişilerdendir.
Cemal Oğuz, Konya’nın Seydişehir ilçesinde 1913 yılında dünyaya gelmiştir. Babası Akseki, Kızılağaç köyünden Seydişehir’e yerleşen Hafız Hasan.

“Cemal Oğuz Ocal, anne ve baba yönünden fakir, fakat soylu bir aileye mensuptur. Babası, Alanya kazasının Kızılağaç köyünden, Fazlızade Hafız Hasan Efendidir. Kuvvetli bir medrese tahsili gören bu zat, muhtelif köy ve kasabalarda imamlık; Birinci Cihan Harbi'nde esaretten kurtuldu-tan sonra da Beşiktaş Camii şerifinde vaizlik yapmıştır. Okumayı sever, kalendermeşrep, uyanık bir din adamı olan Hafız Hasan Efendi, kısa bir müddet, jandarma olarakta vazife görmüştür. Annesi, Kazan Türklerinden, Hatice Hanımdır. Şairimizin yetişmesinde büyük rolü olan bu fedakar ve çilekeş kadın, anne, babası ve kız kardeşiyle beraber. Moskof zulmüne dayanamıyarak meşhur 93 Harbi sıralarında Kazan'dan Anadolu'ya göçmek zorunda kalmışlardır. Cemal Oğuz Öcal ve ailesinin amansız Moskof düşmanı olmalarının ve soyadlarını (ÖCAL) almalarının sebebi, işte budur.” 0

Bir ağabeyi Çanakkale harbinde şehit düşmüş, babası da aynı savaşta gazi olmuştur. ²
Cemal Oğuz, eğitim hayatına Seydişehir Merkez İlkokulunda başlamış,
Konya ve İstanbul Erkek Öğretmen Okulları’nda okumuş. İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1935 yılında öğretmenliğe başlamıştır. ³

Müdafaanamesinde adı geçen nişanlısı Sultan Yanartaş ile evlenmiş daha sonrasında ayrılmışlardır.
Cemal Oğuz, 30 Ağustos 1944 tarihinde hücresinde kâğıt, kalem yasak olduğu için çamaşırlarına sardığı eski bir gazetenin beyaz kısımlarına topluiğne ile bir haftada,
“Ayırdılar sevgilimden, yuvamdan,
Doya doya kokladığım havamdan,
ölsem bile vazgeçmem davamdan.
Talihsiz yavuklum ağlar Konya’da,
ondan başka kimsem yok bu dünyada,
kavuşturdun bizi, gördüm rüyada” dizelerini yazmıştır. 4

Daha sonra Eskişehir’de öğretmen olan Meliha Hanım ile evlenmiş, Tomris adında kız çocuğu olmuş lakin bu evlilikte sona ermiştir.

Ailesi Türkistan’dan Türkiye’ye göç etmiş Sadettin Nadir Beyin kızı Azmiye Bozyiğit ile 3 Ocak 1948 yılında üçüncü evliliğini yapmıştır. Eskişehir’de bulunan Özbek tanıdıklarının tavsiyesi ile tanışan çiftin nişan yüzüklerini de Zeki Velidi Togan takmıştır. Bu evlilikten 7 Temmuz 1950 doğumlu Kürşat adında bir oğlu ve 19 Eylül 1951 doğumlu Süyümbike adlı bir kızı olmuştur. Süyümbike ilkokul birinci sınıftan ikinci sınıfa geçtiğinde aile İstanbul’a taşınmıştır. Oğlu Kürşat bankacı olarak çalışmış ve 1995 yılında vefat etmiştir, çocuğu yoktur.
Kızı Süyümbike Hanım hayattadır.

“Gümüşhane, Adana ve Konya vilayetlerinin kaza ve köylerinde öğretmen, Başöğretmen ve Maarif Memuru olarak başarı ile vazife gördü. 1943 yılı Kasım ayında yazılı ve sözlü imtihanları kazanarak
Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü'nün Pedagoji Şubesi'ne girmis ise de burasını bitirmek, maalesef, nasip olmadı. Zira Nihal Atsız - Sabahattin Ali davası dolayisiyle 3/Mayıs/1944 günü yapılan meşhur (ANKARA NÜMAYİŞLERİ) nin başında bulunduğu için, bu okuldan tart ve Irkçılık - Turancılık suçuyla (!) tevkif edildi. Kendisi gibi komünist düşmanı Türkçülerle - benzerleri ancak Rusya'da görülen – korkunç zindanlarda bir yıl kadar inletildikten sonra 31/Mart 1945 günü serbest bırakıldı. Fakat uzun müddet iş bulamayarak sefil ve perişan oldu. Bu arada kısa bir zaman Eskişehir'de münteşir Kocatepe gazetesinde muharrir, Şeker Fabrikasında işçi ve Seyitgazi Toprak Ofisi'nde memur olarak çalıştı. Nihayet onu, 1/Ekim/ 1946 - 29/Nisan/1947 Tarihleri arasında Eskişehir ve Konya Bölge Çalışma Müdürlüklerinde (Mümeyyiz) lik yaparken görüyoruz. Fakat o bu memuriyette altı aydan fazla kalmayarak, rahmetli Şemsettin Sirer'in Maarif Vekilliği zamanında, tekrar çok sevdiği öğretmenlik mesleğine döndü. Sırasıyla Eskişehir merkezindeki Necatibey, Dumlupınar, Gazi, Tepebaşı ve Atatürk ilk Okullarında vazife gören F. Cemal Oğuz;
6/Kasım/1959 tarihinde kendi isteğiyle İstanbul'a nakletti; 15 gün kadar Taşlıtarla Mithatpaşa Okulu'nda çalıştıktan sonra Eyüp Nişancı
İlk Okulu'na verildi. Fiilen bu okulda çalışmaktadır.
Memlekete kendisi gibi binlerce milliyetçi genç yetiştiren değerli şair – öğretmenimiz, kutlu ülküsü yüzünden yalnız sıhhatini ve istikbalini kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda maaş ve bakımındanda büyük zarar görmüştür.” 5

3 Mayıs, Cemal Oğuz Öcal:
“Ulus meydanına gelindiğinde birkaç genç, komünistler aleyhinde konuşma yapmış, gençlerden bir kıs mi (Rus Elçiliğine yürüyelim, bir kısmı Saraçoğlu'nun evine gidip kendisiyle konuşalım) diye bağırıyorlardı. Bu esnada gençlerle polisler arasında bir çarpışma başlamış gençler İstiklal Marşı söylemişler ve yeniden adliye binasına doğru yürüyüşe geçmişlerdi. Gençler arasında bulunan, Siyasal Bilgiler Okulu öğrencilerinden Ali Çankaya, Osman Gümrükçüoğlu, Gazi Terbiye Enstitüsü talebesi olan Cemal Oğuz Öcal, hem muhtemel nahoş hadiseleri önlemeğe çalışıyor, hem de gençlerin haklı heyecanlarına bir yön vermek istiyorlardı. Dışarıda nümayişler devam ederken, mahkeme heyeti ise 3 Mayıs duruşmasında Atsız ve avukatlarının esas müdafaalarını hazırlamaları için davanın 9 Mayıs 1944 Salı günü görülmesine karar vermişlerdi.” 6

“Zira Nihal Atsız - Sabahattin Ali davası dolayisiyle 3/Mayıs/1944 günü yapılan meşhur (ANKARA NÜMAYİŞLERİ) nin başında bulunduğu için, bu okuldan tart ve Irkçılık - Turancılık suçuyla (!) tevkif edildi. Kendisi gibi komünist düşmanı Türkçülerle - benzerleri ancak Rusya'da görülen – korkunç zindanlarda bir yıl kadar inletildikten sonra 31/Mart 1945 günü serbest bırakıldı. Fakat uzun müddet iş bulamayarak sefil ve perişan oldu.” 5

Cemal Oğuz’da 3 Mayıs günü eylemlere katıldığı için gözaltına alınmıştı. Sonradan iftiralarda gelmiş, hapise girmişti.

Cemal Oğuz Öcal’da tüm dik duruşunu hayatında sergilemiş, asla pes etmemiş ve davasından dönmemiş bir büyüğümüzdür. Allah’tan rahmet eylesin, mekanı uçmağ olsun.


Eserleri


Cemal Oğuz Öcal - Bir Millet Şahlanıyor
Cemal Oğuz Öcal - Her Şey Vatan İçin
Cemal Oğuz Öcal - Olan Oldu Bizlere