dostluk;
sevilen, güven veren,arkadaşlıktır
dertlerini söyleyebilmelisin dostuna,
içini dökebilmelisin dostuna,
şüphe duymamalısın sevgisinden
şu zaman,bu zaman fark etmemeli
çağırma,
sonra dayanamam koşar gelirim,
yıllar geçti,sensizliğe alışamadım
eğlerim kendimi hayal dünyamda
duydum ayrılmışsın,
seni gidi fırıldak delikanlı seni
yine kandırdın, gülücüklerinle dedeni
yine harçlığın yok belli
dün nasılda bırakıp kaçtın
sahilde görünce sevgilini.
kasaplara soracaksın,hangisinde varsa
genç erkek koçun sol budunu bulacaksın
kemiklerini,yağlı kısımlarını, ayıklatacaksın
kalan siyah eti
şişe saplanacak şekilde kuş başı doğratacaksın
gitti artık,ne yapsan ne eylesen gelmez
umut hiç yok, O gittiği yerden dönmez
ciğerinde görünmez bir hançer daim saplı
kanın dışarı akmaz,
deli gibi çarpınma, gözlerin yolda kalmasın
umut hiç yok,O gittiği yerden dönmez
İstanbul Hukuk Fakültesini iyi derece ile bitirmiş
diplomamı alıp,memleketime dönmüştüm
dört ay sonra nisan ayında yedek subay okuluna
gitmek üzere askerlik kararım alınmıştı
dört ay; aralık,ocak,şubat,mart
şimdi sizin hayatta kazancınızı hesaplayalım
kazançlarınız artı
kaybettikleriniz eksi
eksilerinizi,artılarınızı yerlerine göre
çarptık,böldük topladık,çıkardık
sinus, kosinüs, tangant,kotangant
-çok şeyler kaybediyorsun bu karşılıksız sevgiden
bak ne hallere düşürdü seni,
vazgeç
-sen ne diyorsun be arkadaş
benim en temel ihtiyacım O’nu sevmek
sana olan sevdamı söyleyemedim
gizli bir sır gibi kaldı içimde
susarken, benliğimin yırtık bir yerinden
susarken,kişilik zırhlarımın deliklerinden
sevdam görülür diyerek hep kaygılandım
Hasret diken olmuş bağrıma batıyor
Gecemin hülya ufku puslu bu akşam
Güzellik kâbem uçup gitti ufkumdan
Üzüm asmasının kızı şarap ta çare
Otur yanıma cefâkâr pir-i harâbat
Ömer Erkoç oğluyum
Oğuz Türk'ü boyluyum
adım Cemal Erkoç tur
ben Kilis iline bağlıyım