Ölüme ilaç arıyordu Gılgameş
ben mitolojik kişiliğe büründüm
sevgi istiyorum üstüme üstüme.
Beton yığınlı şehirlerden
kaçıştır içimdeki yolculuklar.
Birikmiş yığınlarla doluyum
Tebessümüm
Hayatın ta içine tükürmektir.
Dolaşıyorum beynimle,
arayışlar...
Esen rüzgar,kuş sesi,çim kokusu,arada gezinen karıncalar,serin rüzgar dudağımda,mutluluk,gözümde uykuya özlem yaşarmalar.
Ot,toprak,yabani çiçek kokusu, tütüyor,sarı sarı açmış çiçeğin unumsu içine konan siyah sarı çizgili arı konup konup vızıldaşıyor. Uykumu kaçırtan sinekten hafifçe boynumu kaldırtıp uzağımdaki çiçeklerle sevişen,coşmuş kelebekleri izliyorum gözüm kenarında mutluluk kırışıklıkları.
Çimlere yüzümü sürüp dudağımla hissediyorum,kokluyorum toprağı. Bu güzelliklere boğduğu için okşuyorum toprağın saçını.
Gündüz ayrı bir ben, gece ayrı bir benim...
Aynalar da tanıktır gözlerimden.
Gündüzler,sabahın ilk uyanışında sessizce çarpar dilime. Sonralar vurdumduymaz, belirli anlarda yanlışlıklara kalemler kırarım. Hiç umursamadan ardımdakilere hissiyatsız ya da en küçük noktayı bile dışa vurmayan soğuk taş duvarlarımı fırlatırım.
.....................
......................
Gecenin en karanlık saatlerinde
sokakların caddelerin
fısıldaştıkları
geç zamanlarda
mutluluk
keyifle hazırlayıp
kalktığım sofradan
sonradan girişim
yudumlayamadığım çay bardağım
mutsuzluk
Benim olmayan bir güne uyanıyorum
Bu kentin benim olmadığını bilmek
kötü...
Kavga ederde dönersin ya sevgiliye,
bu kent beni öyle karşılıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!