Celladı da Benim Dar Ağacı da
Hakim benim, hüküm benim bu yerde,
Soruda, sorguda da benim.
Kendi celladımın kör bıçağı, kendi darağacımın çürük ipi;
Şu sehpayı kuran da, ömrümü tekmeleyip vuran da benim.
Adımı kavga diye yedi iklime salarım,
Meydanlarda aşkın adını şehvetlice anarım.
İleri gidip, kendi ellerimle ördüğüm mahpusa sığınan,
Her köşeyi kendi gölgemle zindana çeviren benim.
Ekmeğimi, aşımı, yürüdüğüm o lanetli kaldırım taşını,
Dilime dolayan, her zerresini kanayan yara gibi taşıyan benim.
Taradığım saçımın her teli, eğdiğim kaşımın derin izi;
Eğilmeyen başımı kendi belasına sokan benim.
Kuralı tanımayan, kanunu bir yalan sanan,
Hiçbir işe yaramayan kendi yaramazlıklarımın adamı benim.
Sevdiğine eziyet, sevdasına düşman kesilen muhanet,
Bir sözüne emanet edip de sırtından vuran da benim.
Yalnızlık mı? O, tenime sinen kefen gibi, sımsıkı sardım.
Kalabalıkta bile bir hayalet gibi, kendi kendime kaldım.
Meydanlarda haykırdım, yankısını bile duymayan benim.
Zindanlara düştüm, hücresine düşman olunan da benim.
Namluya sürdüğüm mermi benim, deşen kurşun da.
Her yaramdan akan kan, kendi alnımın yazısı, kendi mührüm benim.
Gidersem sizden önce, musalla taşına gelirken de;
Orada tabutta, öylece suskun yatan isyankar ceset de benim.
Kopyalanacak duruma getir
Celladı da Benim Dar Ağacı da
Hakim benim, hüküm benim bu yerde,
Soruda, sorguda da benim.
Kendi celladımın kör bıçağı, kendi darağacımın çürük ipi;
Şu sehpayı kuran da, ömrümü tekmeleyip vuran da benim.
Adımı kavga diye yedi iklime salarım,
Meydanlarda aşkın adını şehvetlice anarım.
İleri gidip, kendi ellerimle ördüğüm mahpusa sığınan,
Her köşeyi kendi gölgemle zindana çeviren benim.
Ekmeğimi, aşımı, yürüdüğüm o lanetli kaldırım taşını,
Dilime dolayan, her zerresini kanayan yara gibi taşıyan benim.
Taradığım saçımın her teli, eğdiğim kaşımın derin izi;
Eğilmeyen başımı kendi belasına sokan benim.
Kuralı tanımayan, kanunu bir yalan sanan,
Hiçbir işe yaramayan kendi yaramazlıklarımın adamı benim.
Sevdiğine eziyet, sevdasına düşman kesilen muhanet,
Bir sözüne emanet edip de sırtından vuran da benim.
Yalnızlık mı? O, tenime sinen kefen gibi, sımsıkı sardım.
Kalabalıkta bile bir hayalet gibi, kendi kendime kaldım.
Meydanlarda haykırdım, yankısını bile duymayan benim.
Zindanlara düştüm, hücresine düşman olunan da benim.
Namluya sürdüğüm mermi benim, deşen kurşun da.
Her yaramdan akan kan, kendi alnımın yazısı, kendi mührüm benim.
Gidersem sizden önce, musalla taşına gelirken de;
Orada tabutta, öylece suskun yatan isyankar ceset de benim.
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 07:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!