Yıpranmamış bir şey bulmak gerekiyormuş.
İçimde senin savaşını verirken
Sonra biliyorsun işte
Susuzluğu kalmıyor insanın
Dudaklarımı çekerken testisinden
Öyle bir gül olmalı ki
Çok erken yitirdim, kaybettim ümitlerimi
Bu ne ilk kaybımdı; ne de son oldu
Neden diye bir cümle söyleme sakın,
Bana bilmediğim soruların cevabını sorma.
Eğer düşünceli halimse seni ilgilendiren;
Hiç başlayamazsan ilk hecene;
Ellerin ve dilin söz bulamazsa,
Biraz buruk, biraz kırgın,ağlamaklıysan
Konuşuyorsa sesin;
Yazıyorsa elin,
O bir şiirdir artık...
Bir şiir yazıyorum,
Bir önceki heceye geri dönmeden,
Hiç düşünmeden
El yazısı hızıyla yazıyorum
Bir önceki mısrası aklında bile kalmayan
Sanki geçmişim gibi
Kimler beklemedi ki bu canım şehri,
Habib kelamlarına mazhar İstanbul,
Az mı geldi bizim Orhan’ın medhi?
Anadolumun bahçe kapısı İstanbul.
İstanbul’a şiir yazmak,
Bir adam var,
Yaşama gücü yarım kalan anıları ile sınırlı.
Her iç çekişinde bir yerlere giden.
Ve bir çok yarım kalanları ile dönen
Bir adam var,
Her şeyin bir açıklaması bulunur elbet.
Eteğimizdeki taşları döktüğümüzde yere.
Dertlerimiz ummana olsada nisbet
Başlamışız hayatı yaşamaya bir kere.
Yoksuldun sebebi kaderden bilindi.
Gözümü azgın kabuslardan kurtarmak için açıyorum.
Odam karanlık
İçim kadar olmasa da....
Beynim bir yol gösteriyor
Odamın karanlığından
Çok kısa zaman önceydi,
Yeni gün geldi
Her ne kadar düne benzese de,
Yeni gündü o
Yeni gün getirdikleriyle gelmişti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!