Sen gideli bu yerlerden
Artık güller açmaz oldu
Yokluğunun hasretinden
Bülbüller de ötmez oldu.
Senin o güzel varlığın
Sen gittin gideli bu diyarlardan
Bir gün olsun garip yüzüm gülmedi
Haberini sordum allı turnadan
Turna da küsmüş ki haber vermedi
Yokluğun her gece durur karşımda
Cemalin rengine hayran olduğum
Ezelim, ebedim senmişsin meğer
Leylak kokusunu yelden aldığım
Ay yüzün seyretmek dünyaya değer
Lüle saçın parlar, olunca seher
Sevda denen tılsım, iki hecedir
Düşersin içine bir bilmecedir
Aşığın gündüzü aysız gecedir
Sevdanın sevdası kör eder canı.
Sevda denen masum, tatlı bahardır
Sevgiye susadım içmedim yudum
Hayat yokuşunu tırmandım durdum
Mevsim ilkbaharken hazana döndüm
Dokunmayın bana yorgunum bugün.
Güneşin doğuşu mutluluk verir
Güneş hiç doğmasın gün ağarmasın,
Bırak dertlerimle yalnız kalayım.
Bülbüller ötmesin güller açmasın,
Bırak dertlerimle yalnız kalayım.
O, aşıktır deyip alay ettiler,
Mescidine geldim yüzüm Allah'a
Selam olsun komşun olan ervaha
Belki nasip olmaz görmek bir daha
Ya Muhammet (sav) kabul eyle sen beni.
Ravzanın kokusu dağlar sinemi
Ciğerine balta vuran elleri
Kalbine saplanan gökdelenleri
Bakıp da görmeyen kötü gözleri
Sen yolmazsan ben yolayım İstanbul.
Estetikten yoksun ruhsuz yapılar
Yaylalardan gelen süzme bal mı sın
Şu gönlüme düşen bir hilal mı sın
Semada parlayan mah cemal mı sın
Yer yüzünün gülü çiçeği yarim.
Pencereme doğan bir güneş mi sin
Saçını yüzüne sarkıtan güzel
Beni can evimden vurdun yetmez mi
Azrail de gelse canım almaya
Bir güzeli sevdim desem yetmez mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!