Çekmecende Sakladığın Gözyaşları
Sevgi çocuklarının olduğu yerde, yada sevilmenin henüz başladığı zamanlarda, kızıl renkli ışık demetleri üzerindeki hüznü yok etmeye çalışırsın. Sevgiden titreyen özlemler sarar bedenini. Kelimeler yüz üstü bırakmıştır. devrik cümlelerin ıslak kaldırımlar üzerine uzanır. senin onları yerden kaldırmaya takatin kalmamıştır.
Karanlık aynanın görünmeyen yüzünde uzak bakışlara takılırsın. Yaşantındaki çakıl taşları ruhunda açılan yaraları kanatır. ‘O’nlu zamanlarda yazılmış kaderine isyan edersin. Üşümüş sözcükler sarmalar kalemini, duyguların kağıt üzerine harflerle akarken yürek dilinin kilidi çözülür. Elini uzatsan dokunacak kadar yanı başındadır. Oysa bir nefes kadar uzağındadır.
Kaçırdığın aşkın yüreğinde bıraktığı burukluğu hissedersin. Aklının oynadığı oyunlar yüreğinde sahnelenir. Replikler, kınından çıkan bıçak gibi ortaya dökülürken kandan izler bırakır.
Yaşadığın kaderin bir eşkıyanın elinde değişmeye başlar. Tedavisi imkansız hastalığının tedavi edicilerinin sözleri üzerinde gezinirken her sözcük neşter acısı verir. Ölümcül hastalıkla mücadele eder gibisindir, ‘O’nlu zamanları anılarından silerken…
Geçmişini yakıp yok ederken geleceğine yanık kokusu sinmiştir. Yangından sonra isten elbiseler giymiş taş duvarlar gibi, baktıkça görür, nefes aldıkça geçmişinin yanık kokusunu içine çekersin. Yaşadığın hayatın adaletsizliğin de tutuklanmışsındır. Kurulmamış mahkemede yargılanmaya başlarsın. Kaderinden kaçarken kaderine koştuğunun farkında bile değilsindir.
Ağırdır geceler, karanlığın yorgan olup düştüğünde üzerine, yıldızların silik ışıklarında aydınlanırsın. Bir yıldız kayar, umutların hayallerin gibi ve bir martı çığlığı böler düşüncelerini, fırtına öncesinin sessizliğini bozar. Yalnızlık oltasına takılır ve beklersin, bir umut…
Sözcüklerin boğazında bir set oluşturur, yutkunursun. Değiştirmeye çalıştığın kaderin mühürlenmiştir. Kaçtığın kaderinin yazgın olduğunu görürsün.
Saf toprağına çakıl karışmıştır, umut çiçeklerin birer birer solmaya başlar. Gül yapraklarındaki çiyden göz yaşlarında kaybolan ışığını ararsın. Yıldızlardan topladığın aydınlık kaybolmuştur. Hain denizin üzerindeki yaşlı teknenin dümeni ellerinden kayıp gitmiştir.
Gözlerinde biriken hüzün çapakları, avuçlarındaki derin çizgiler ve tırnaklarındaki sevda kirleri ile sakat yüreğini dilendirmeye çıkarırsın. Asi kelimelerinle yüzleşirsin. Yoksul serüvenlerinde aldığın asil kararlar sonunun başlangıcı olur. yaşanmaya zaman, takvim yaprakları gibi bazen tek tek, bazen de tomar tomar düşer. Kavuşamayan gece gündüz gibi şafaklarda buluştuğunla yetinirsin
Sevda yamaçlarındaki sert rüzgarlar derin izler bırakır. her oyukta bir hüzün namesi, her çentikte bir gözyaşıdır saklanan. Bütün ihtişamın kaybolmuştur. Atlas üzerine yoksul desenler işlenmeye başlamıştır. Ruhunun kıyılarındaki aşk düşüşe geçmiştir, son hızla yere çarpmaktadır.Toprağa ekilen aşk tohumları bekleyişlerde kurumuştur. Arzu ve şehvet sulamaları dahi yeşermesine izin vermez.
Hasret avuç içlerine konmuştur. Soğuk terlerde boğmaya çalışırsın. Unutmaya dair tüm ildiklerini hasret kasesinin içine koyarsın. Karıştırdıkça daha da çıkmazlara gömülürsün. Karanlıklar içindeki yaşamada kaybolursun. Uzandığın her tutmaç elinde kalır ve sen her seferinde biraz daha derine düşersin.
Saklı gülüşlerinden merdiven yaparsın aydınlığa çıkmak için. Dolandığın anılarından bir çift söze takılı kalırsın. Hüzün kasesinden çıkıp, mutluluk çerçevesine kalmak için beklenmedik bir söz, sevecen bir bakış yakalamaya çalışırsın. Göz diplerindeki göletler kurumuştur. Sevginin köklerindeki vuslata tutunmaya çalışırsın.
Anıların gözünde canlandıkça içinden kopanları düğümleyip yerlerini değiştirirsin. Acı ve hüznün yerine sevinç ve mutluluk, hasret ile de vuslatın yerini değiştirmeye çalışırsın. Kendinle savaşın başlamıştır, gücün tükenmiştir ve sen gene hayata yenik düşmüşsündür.
Çekmecende sakladığın gözyaşlarını çıkarırsın yeniden yoldaşın olur sana. Farklı mikrofonlardan aynı şarkıyı söylemek gibidir. Hıçkırıklarınla boğduğun parçalanmış yüreğin göğsünden çıkmaya çalışır. Kifayetsiz sözcüklerin en güzel cevabını yine yüreğin verir ve sen onun kılavuzluğunda yol alırsın. Uzağına düşen yüreğine ulaşmak için.
‘’Ben kendimi sende kaybettim, sen beni kendinde. Arkama aldığım nefesinle savruluyorum’’
04.06.2012
Fatma Avcı 2Kayıt Tarihi : 5.6.2012 11:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

başarılı bir paylaşım okudum kaleminiz susmasın
Üç olasılık var Farma Hanım;
ya yaşam, sizi çok erken bilgeleştirmiş,
ya çok geniş bir hyal gücünüz var,
ya da ikisi birden...
Her üç halde de, çok güçlü bir kaleminiz olduğu da kesin...
Bence, çekmecedeki göz yaşlarınızı kullanmaın, onlar görevini yapmış, miadı dolmuş yaşlardır zira.
Yeniden gerekince, gözlerimizde, bir ömür boynca dökülmeye yetecek kadar yaş vardır.
İş ki onları gereksiz yere tüketmeyin, israf etmeyin.
İnşalla gerekmesin hiç derim.
Güzeldi yazınız, gönülden kutlyorum,
Sevgmle, saygımla efendim,
Ünal Beşkese
TÜM YORUMLAR (15)