"Nihal'im: Varlığın Sessizliğin Şiiriydi"
Güneş, altın mühürle semaya son nişanını vururken
Asıl seyrettiği sen değil, içindeki sükûnetin ta kendisiydi
Zaman taş duvarlara sinmişken
Sen, zamanüstü bir zarafetin
Tek kelamı gibi duruyordun Nihal'im
Siluetin, nurdan dokunmuş bir ahitti
Duruşun ise asırların dilini
Susarak anlatan bir seyir hâli
Bakışların ufka değil
İçindeki sonsuz sahraya dönüktü Nihal'im
Ve o bakışta
Vuslatın en ince telinden örülmüş
Bir hüzün vardı—
Hem kadim hem de nârin, bir arada
Güneş seni uğurlarken
Vedaya razı olmazcasına
Biraz daha yaklaştı sırlı tenine
Ve ışık, son kere
Vücuduna düşerken
Fısıldadı:
"Susuyorsun Nihal'im
Lâkin ben seni dinliyorum…
Taşlar bile hayrandır sırrına
Ben de hayranım…"
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 23:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!