Kalp denizim fırtınaya tutuldu
Alabora oldu tüm sandallar
Gemiler bir bir karaya oturdu
Kıyıya vurdu ölümsüz duygular
Bedenimde ölüm sessizliği
Zihnimde prangalar çaresizliği
Batan her güneş bir günah doğumu içimde
Sensiz geçen her anım bir günahkar  fahişe
Firari aklın veledi zinasıdır büyüyen gecelerde
Yataksız yorgansız çırılçıplak yüreğimde
Bilgehan Işık
Bugün başka bir hal var bende
Dışım İstanbul içim Halepçe
Bilgehan Işık
Sabahın erken saatleri gün yeni yeni ışımış
Küçük bir kız çocuğu kendini dışarı atmış
Elleri pamuk şekeri seher yıldızı gülen gözleri
Bal damlıyor dudaklarından taze kiraz rengi
Saçlarına rüzgar vurduğu zaman
İki elma beliriyor kırmızı yanaklardan
Bir yar sevdim uzak hayallerimin sessiz sokağında 
Onu severken gizlice beni sevdiğini sanırdım ve avunmuşum yıllarca!
Sevmek eksik kalır okadar yorulmalara, o kadar uykusuz gecelere
Yüreğimde açtı en güzel çiçek desem; bilmem ki gül mü yoksa lale
Onun beni anlayabileceği hatta sevebileceğini umarım geçmişin kararan yüzünde
Yüreğime işlerken nakış nakış sevgisini hissedemedim
Sana hiç demediler mi ey Dilber
Yüzün ay parçası gözlerin derya
Yay Kaşların hangi asırdan kalma
Kirpiklerinden dökülür hüzmeler
Seni gören bu garip aşık neylesin
Bu gördüğüm serap mı yoksa hülya
Serin çok serin esen bir rüzgar ne kadar titretirse o kadar
Eklem eklem hücre hücre üşüyorum anla ki o kadar
Vahalar düşünden uyandım düştüm içine ateş hendekleri eyvahlar
Zamana inanın çocuklar
Geldiyse zamanı eğer
Yerinden oynar dağlar
Yatakları değişir nehirler
Erken olgunlaşır çilekler
Zamana güvenin çocuklar
İnanır mısın bana gönlüm feryat figan
Aklımdan çıkmıyor çıkmaz hiç bir an
Vurulduğum o ilk günden beri biliyorum
Ziyan oldu diyorum inci ve mercan
Sen incisin bu gönlüm mercan
Sana gel diyemem
Çünkü gelmek bir başkaldırıdır
Sana elimi tut diyemem
Tutmak tutuşmaktır
Gemileri yakmaktır
Yakmaktır beraber yanmaktır




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!