Bu hikâye senin için!
Anlamak kelimesini sözlüklerden çıkartıp elimle dokunacağım kadar somut hale getirdiğin ve yüreğime yerleştirmeme yardım ettiğin için...
Anlamak ve anlaşılmanın sözde en güzel denilen sevişmeleri kıskandırdığını bildiğin ve bana da öğrettiğin için... Durum ne olursa olsun, dilinde bu kadar güzel bir özgürlük şarkısıyla yaşayabildiğin için... Senin için...
Bu, insanın içinde yaşatıp zamanla sevdiği ve kendisine çok acı verse de, neredeyse bedenine bir organ gibi eklediği, hüzün doğuran tüm uzun soluklu duyguları yerle bir eden, kısacık bir hikâyedir!
Sonra sen geldin.
Yaşayıp gidiyordum... Yaşayıp gitmek! Ne saçma! Bu fiili nedense, hayatımızın sıkıcı olduğunu, bir günün diğerinden farklı geçmediğini düşündüğümüzde kullanırız. Oysa tam tersi olması gerekmez mi? Yaşamak ve gitmek... Yaşıyorum, gidiyorum, yol alıyorum. O halde şöyle demeliyim:
Yaşıyordum ama gitmiyordum
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta