Hüzün kovanım
Sen ki aşklarımın en büyüğü
Gençliğim, dünüm, bugünüm, belki de yarınım
Bilmem
Ancak şunu bilirim ki
Seni sevdiğim kadar sevemedim kimseyi
Benim evrenim karanlıktır.
Çekilmez.
Pek ışık bulamazsın
Yürümekte zorlanırsın.
Yoktur yol gösteren
Yolu ancak kendi kendine
Temelsiz bir bina
Betonu deniz kumundan
Demirleri paslı
Yüzer gibi oldu umutlar geleceğe dair
Yakına değil yalnız
Daha da uzağa
Karanlık çökünce sokağına
Kasvet rüzgarı seni almış demektir.
Bir girdi mi daha çıkamadığın o efkar,
Rakının son yudumu gibi
İçini parçalarken aklına gelen eski anıların
Seni köle rüzgarı gibi sürükler durur.
Gitmeni bekliyorum her gece
Kalmanı değil evet
Gitmeni bekliyorum
Kafamdan gitmeni
Artık içinde varolmadığın hayatımdan gitmeni
Bir virüs gibi
Sokakta bir kimsesiz
Mahalleli ne yapacağından bihaber
Kendilerinin mi yoksa o kimsesizin mi bilinmez
Ölümün korkunç yalnızlığı
Ölümden önce ona uğramış
Ölürken yalnız olamamaktan korkuyor
Yapamıyorum
Artık kaldırmak güç geliyor
Kronik yalnızlığın
Sarsıcı gerçekliği altında
Eziliyorum
Asude bir sonbahar akşamında
Göçüp gitti bir kuş buralardan
Hiç haber vermeden, başka bir diyara
Göçüp gitti süzülerek bu diyardan
Ayırdı bir güç onu kendi sürüsünden
Seni düşünüyorum
Seni arzuluyorum
İçinde sana dair bir şey olmayan
Tek bir günüm dahi geçmiyor
Sanki bir çıkmaz gibi
Bir labirent
Ve onun için
Onu terk etmek uğruna
Hiç düşünmeden
Bir çift gözdeki hayatı söndürmeyi
Göze alan onu unutmak
Hiç tanımadığı birisini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!