Keskin bir bıçak yutarım bugün
Dağlar yüreğimi, parçalar kanımı
Erir, eritir dağlamak için gelenleri kanım
Acıyla, zehirle kaynayan kana nasıl dayanır aklım.
Hasretle kaynamış toprağı içtim bugün
Ellerin ellerime bağlansın,
Ayakların dolansın ayaklarıma,
Tüylerim diken diken olsun
Bakışlarımız birbirine dokunduğunda.
Ayıramasın kimse yollarımızı,
Baharımsın gülüm kışlardan kalma,
Baharlar sana sen bahara yasta.
Gelse de kış gelse de yaz,
Geçse de ömür palas pandıras,
Hep gelecek aydınlık
Hep gelecek bir bahar.
Kalk uyandır geceyi, en güzel vakittir
Kalbini duyacağın vakit, işte o vakittir.
Ne bir sinsi kulak, ne de bir hain göz,
İnci tane göz yaşın akıtacağın vakittir.
Kalk uyandır gözlerini, dalmak için geldim
Ne kadar uzaktasın
Biliyorum, belkide çok yakın.
Belki çekicin örse uzaklığı kadar.
Yada, kalemin kağıda uzaklığı,
Kanın kalbe uzaklığı kadar,
Uzaktasın...
Bulutlar saçların için ağlar.
Ve gözlerim de.
Karanlıktan aydınlığa çıkıştır gözlerin.
Hasret kalmışım aydınlığa.
Ne kadar uzun sürmüş karanlığım.
Uçtu, uçtu yaban kuş kendiliğince
Açtı, açtı kanatların derinliğe
Yaptı, yaptı bunları tümü özgürce
Özgürlük hasretçileri bunları görmeyecek.
Yazdı, yazdı kalem kırık kırık
Bu bayram karlı geçti.
Yağan kar bayrama mı yağmıştı,
Duyguların üzerine mi?
Ben iyimser takıldım.
Örttüğü şeyi düşünmeksizin,
Terkedilmiş bir mezardır kalbim
Dibinde akmaz, durur zaman
Ben gözyaşı ararım yüreğinde
O boğar beni bir gecenin gölgesinde.
Kimselere kalmaz varlığım
Kıvrımlarında kaybolduğum saçlar
Bastığım yerlerdeki adımlar,
Kuş tüyü dokunuşu gibi gelir kulak memelerinin dokunuşu,
Gökyüzündeki yeryüzüne hakim kuşlar gibi,
Kalbi titreyen kuşlar gibi yapar beni,
Adınla adımın okunuşu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!