Sensiz sözlerim öksüz, sensiz gözlerim yetim.
Her an ağlamaklıyım, şahittir seher yelim.
Görmeden hayalinle seni hissetmekteyim,
Lâl olan dillerimi günbegün çözmekteyim.
Gönlümdeki sevgini sır gibi saklıyorum,
Duymadığım sesinle hasbihal düşlüyorum.
Tebliğ için müşrikle savaştın, biliyorum,
Kutlu davanla seni anlamak istiyorum.
Beytullah’ın önünde diz çöksem de ağlasam,
Öptüğün kara taşı ben de öpsem, koklasam.
Benliğimde yok olup tavaf etsem Kâbe’ni,
Karnım aç, yalınayak anlasam sahabeni.
Gözyaşı akıtarak şeytanları taşlasam,
Bağrı yanık duamla zikrullaha başlasam.
Koşsam yüz binlerce kez İsmail’e ulaşsam,
Hacer anamız gibi Zemzem’inle buluşsam.
Çıksam Uhud Dağı’na mazini seyre dalsam,
Kırılan tek dişine canımı kurban salsam.
Şehit, şüheda dolu o Cennet-ül Bâki’ne,
Binlerce salat, selam kalpten kalbe yakine.
Biliyorum, yüzüm yok huzuruna gelmeye,
El açıp da karşında şefaat dilemeye.
Bu mücrim ümmetini, ne olur affet demeye,
Ehli beyt hatırına bizi komşu eyleye.
Muhabbet tellalıyla düşte seni ararız,
Şu diyar-ı gurbette mahsun, garip bakarız.
Sensiz doğan günleri zindan diye sayarız,
Korkuyoruz biz sensiz, Cehennem’e kayarız.
Kayıt Tarihi : 20.10.2025 13:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kapatın gözlerinizi, Uzaklara gidiyoruz. On dört asır evveli, Kutlu çağrıdır ezeli... Bir bayram daha geçti, yine kutladım sensiz. Seninle doldum bu gece, hüzünlendim Efendim. Uzaklara dalıp da yine ağladım sessiz, El açıp Mevla’ya düşlerimde diledim. Gönüllerde hayalin, düşlerim yine sensiz. Yağmur duası gibi yalvardım ben, Efendim. Kurak sahralar gibi susadım sana, sensiz. Diz çöküp de Mevla’ya düşlerimde diledim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!