Eski güzler olurdu
Yağmuruyla, çamuruyla
Yüreğimizi titreten rüzgarıyla.
Bir parkta buluşurduk seninle
Güneş ne çok esrarengiz gelirdi bize.
Yapraklar birer birer düştükçe ağaçlardan
Çocukken
Sazlıklar arasından
Salına salına akan ırmağa
Korkulu gözlerle dalıp giderken
Kurduğum hayaller
Ve şimdi onların kül gibi savrulmuş
Akşam gecenin sancısını çekiyor
Uzak bir haberin müjdecisi gibi
Bir öksüz ağlıyor buruk ve derinden
Sanki dünyayı sırtlanmış bir başına
Sanki annesi hiç ağlatmamış göz bebeğini
Üstüne kül serpilmiş şehrin insanına
Hüzün dağları çöküyor, yine çocukların
Üstlerine bir yağmur boşanıyor ansızın
Mevsimlerin onlardan aldığı biliniyor
Eskiyen yüzlerde denizi görmek zor mu zor;
Yapraklarını önüme savuran ağaçlar
Kafeslerin arkasında bir çift göz
Yaşlarıyla bulmuş kendi kendini
Anlatmak için bana son birkaç söz
Bak, tüketmiş saçlarının rengini
Beyninde zonklar saat: Tik tak tik tak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!