Gözündeki alevin, söyle muştusu nedir.
Güneşi kıskandırır, yıldızları yandırır.
Sanki bir çekince var, acep kuşkusu nedir.
Ruhun Fizan dolaşır, suretin inandırır.
Mecnun’un yangınından, çilesinden mi geçtin?
Leyla’nın ab-ı hayat şerbetinden mi içtin?
Âlemlere ram oldun, bir başka dünya seçtin.
Bir görünüp kaybolan, gülen yüzün kandırır.
Kerem hikâye artık, dudaklarda bal şerbet.
Züleyha’nın sevdası bir yudumluk muhabbet.
Yüreğim prangalı, kısmetimde müebbet.
Bulutların ardından, bir bakar kıskandırır.
Bu, bir gönül sızısı, içten içe acıtan.
Çakırdikeni gibi pervasız ele batan.
Gözlerde yaş olmadan, yüreklerden ağlatan
Ben böyle dert görmedim, acıdan kıvrandırır.
Dadaşımın hayali, çalı, çırpı, çer çöpten.
Bu gönül kocayınca, bir garip oldu hepten.
Yüreğinde yara var, bu bilinmez sebepten.
Küçücük gölet gibi, durmadan bulandırır.
Muammer Kars
Kayıt Tarihi : 24.7.2023 08:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!