yıl kaçtı bilmiyorum
ama ben beş ya da altıydım.
kıştı.
ve sobanın başında
annem, ben, abim izliyorduk hayatı
bir televizyonun ucundan
birbirimize sokularak.
babam gitti sonra.
bir kadının peşinden.
ve annem,
her gece aynı yerden
aynı gözyaşıyla aktı.
ben o gün
çocukluktan vazgeçtim.
bir kadını yalnız bırakmamaya ant içtim.
şimdi 16 yaşındayım
ellerim törpü tutuyor
başkalarının tırnaklarını temizliyorum
çünkü hayat bana başka yol göstermedi
çünkü annemi yaşatmak zorundayım
çünkü başka bir şansım yok.
hiç sevgilim olmadı
çünkü ben gerçek bir kalbi bekledim
elimi değil, ruhumu tutacak birini.
birlikte kitap okuyacağım,
sahilde şiir okuyacağım
yağmurda sırılsıklam koşacağım birini…
belki hiç gelmeyecek,
ama hayallerimde yaşıyor hâlâ.
şimdi 26 yaşında bir adamım
bir şarkı çalıyor
ve ben yıllar önceki halime dönüyorum
bir anı gibi geliyor,
bir kadının dokunmadığı ama ruhumu saran o bakışı gibi
kim bilir,
belki o da beni hissediyor şimdi bir yerlerden.
ve bir başkası...
annesinin hesabından yazıyor
askere gidiyor
dönüşü olmayan bir yol belki de
ama annesinin duası sırtında
her satırda biraz ondan kalıyor bize.
başkası,
dağ başında sevdiği tarafından terk edilmiş
sadece bir hafta önce
“evleneceğiz” diye hayal kurarken
şimdi gece yıldızlara
o kıza mektup yazıyor gözleriyle.
ve biz…
hepsi biziz işte.
yarım kalmış duyguların tam hali.
unutulanların hatırladığı,
terk edenlerin adını hâlâ fısıldayanlarız.
kimseye anlatamadığımız duygularla
herkesin içinde birer yalnızız.
ama bazen bir şarkı çalar
ve hepimiz aynı anda
aynı yerden hissederiz birbirimizi.
çünkü büyümek,
çoğu zaman
sadece yaş almak değil,
çok şeyden vazgeçmek demek.
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 05:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
aynen öyle çok haklısınız rabbim esirgesin inşallah
TÜM YORUMLAR (2)