Ey Yüceler Yücesi, ey kalpleri eviren!
Ey zerreye can, kâinata sevgiyle ruh veren!
"Ol" emriyle âlemleri var eden Rabb'imiz,
Kapına geldik, boynu bükük, aciz ve kimsesiz.
Varlığına, birliğine, sonsuz rahmetine,
Lütfuna da, kahrına da, her imtihanına,
Hamd ile şükür ile senâlar olsun Sana!
Cennet yurdumun üstünü sardı bir kara duman,
Dağlar kora kesti, ormanlar dili yok, perişan.
Yeşilimiz döndü küle, toprağımızın rengi yas,
Figân eder dalında kuş, yuvası enkaz.
Yanan her fidanda bir gelecektir yiten,
Arşa yükselir her alevle bir feryat, derinden.
Ya Rab! Söndür bu ateşi rahmet pınarlarınla!
Merhamet emrini indir şimşeklerinle, yağmurlarınla!
İhanetin ve gafletin körüklediği bu şerden,
koru vatanımı, esirge milletimi her tür kederden.
Kül altından yeniden hayat fışkırsın, Ya Vedûd,
bir daha gösterme böyle bir acı, ey Mabûd!
Ey Şâfi! İsmin şifa, zikrin kalplere derman!
Yurdumun bağrındaki ateş, sanki ruhumda yanan.
Bedenimde bir sızı, gönlümde bir ağır yük,
senden gayrı kimim var, kapına geldim bak, yüzüm yerde, boynum bükük.
İsminle yalvarırım, Ya Şâfi, ne olur bir "el-aman"!
Şifa pınarından bir damla lütfeyle, ey Tabîb olan!
Ruhuma şifa ver, kibrin, hasedin pasını siliver,
nefsimin karanlığına rahmet nurunu serpiver.
Hastalık dediğim kul imtihanı, hikmet Sende,
dert ile geldiysem, dermanı da bulurum Sende.
Ya Şâfi, Ya Kâfi, Ya Muâfi! Şifa yalnız Senden,
her şey Senin emrinde, her şey Senden...
Ya Rab! İnsan unuttu aslını, unuttu insanlığı.
Vicdanlar sustu, kalpler taşlaştı, kayboldu dünyanın aydınlığı.
Merhamet bir gurbet kuşu, sevgi yetim ve öksüz,
gözler bakar ama görmez, kalpler hissiz, ruhlar köksüz.
Bize bizi hatırlat, unuttuğumuz o özü,
yaratılan her şeye "Senden ötürü" bakmayı sevdiren o gözü...
Gönlümüze merhamet ver, dizimize derman,
Zalimin zulmüne karşı duracak bir yüce iman.
Gözümüzdeki perdeyi kaldır, görelim hakikati,
birbirinin yarasını saran o "kâmil insan" olmaktır asıl muradımız, ver bu lütfu, bu devleti!
Ey affı bol, ey rahmeti sonsuz olan Gaffâr!
Günahımız dağlarca olsa da, ümidimiz Sendedir, ey Yâr!
Bizi bir an bile nefsimizin eline bırakma,
aczimizi sunduk, fakrımızı getirdik, kapından ayırma.
Esma-ül Hüsna'n hürmetine açtık ellerimizi,
kabul eyle duamızı, duy yakaran sesimizi.
Vatanı koru, şifa ver, insanlığı ıslah et,
En Büyük Sensin, kudret Senin, hüküm Senin, lütfet!
Âmin... Âmin... Âmin...
Ve'l-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn... Âmin...
Hasan Belek
28 07 2025
Akçay
Kayıt Tarihi : 28.7.2025 13:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ey Yüceler Yücesi, ey kalpleri eviren! Ey zerreye can, kâinata sevgiyle ruh veren! "Ol" emriyle âlemleri var eden Rabb'imiz, Kapına geldik, boynu bükük, aciz ve kimsesiz.
TÜM YORUMLAR (1)