Attiladan iki sözcük edivereyim sana
İçin açılsın..
Ben sana mecburum
Bir gün, bir gece
Bir ömür, belki hep…
Desem ki kelimeler bile yetmez
Kabarır durmadan içimdeki sen
Desem ki vakitlerden hep sen.
Karakoçtan bir mesaj olsun…
Yaprakta yeşilin, gülde kokun var.
Gecenin sessiz çığlıkları
Leyla diye günah işlerken
Sessiz sessiz akışında sen varsın
Say ki geç kalmışız birbirimize
Zaman tutmamış ellerimizden
Çıkmışım Galata kulesinin tepesine
Çakılıp kalmışım, kalbim kaskatı.
İstanbul susmuş, ben susmuşum.
Öyle sevilmez, böyle sevilir.
Bir ayak sesi, Ümit Yaşar çaresizliği
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın.
Rıhtımlar sessiz, martılar suskun…
Ahmet Arif gibi değil belki
Hasretinden hasretler boğuyorum.
Geceler uzuyor, zindanlarım büyüyor..
Harflerim tükeniyor, gök mavi…
Ve sen hep oradasın.
Say ki geç kaldık birbirimize...
Ama geç kalmak da yakışır bize
Bir Nazım gecesi gibi;
Uykusuz, başkaldıran,
İnadına isyan, ama yine de umutlu.
Attila haykırır oradan yine
Ben sana mecburum,
Ben sana mecburum
Ahmet Arif isyana durur
Hadi gel! Ay karanlık...
Oysa senin sesin varsa
Gece bile aydınlık...
Melih Cevdet’e rüzgar esse
Memleket olursa içi
Benim sen olur içim
Ah ellerin, ellerin, parmakların…
Bütün şairlerin diliyle
Geldin yine,
Kalbimin orta yerine oturdun.
Kayıt Tarihi : 25.7.2025 12:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkür ederim
TÜM YORUMLAR (2)