Can âharlı bir şefkat mi gül kokulu
tükenmeyen bir hıfz mıdır bembeyaz
annenin sinesinde gizlenmiş kaf dağı
ne bu ulvî esrar
ellerini zırh-ı latif yapan
gözbebeğini titreten endişesi nedir annenin
Bilmem ki kaç İstanbul var, şu adı İstanbul’da,
Her bir bakış, her bir anı bir İstanbul mu yoksa?
Söyleyiver İstanbul kaç tanesin, yüz mü bin mi?
Bana sorma bilmem, söylerim yalnız sezdiğimi.
Kimine göre, şöyle bir bakmaksın Galata’ya,
Ey İstanbul, nedendir sendeki bu eda?
Terennüm eder deniz, güneşi şarkı gibi,
Işıktır nağmesi; kelime her bir damla…
Köpükler raks eder, sanki ilan-ı aşkta.
Nedendir, ey İstanbul bu sendeki manâ?
Bugün kim bilir kaç kişi doğdu,
Ve kaç kişi göçtü
Yarın da bir sürü doğacak,
Bir sürü ölecek
Sen de böyle bir günde doğdun,
Yine dirildi kış,
Yine yeşerdi odun gibi dallar,
Çiçekler gülümsüyor renkleriyle.
Sen de bırak üzülmeyi
Katıl baharın canlanışına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!