Sabah ezanları güne karışır
İçimde alaca taylar tepişir
Vakit tamam gayrı, yollar ayrışır
'Geçim derdi, yazgı böyle' diyerek
Gurbet illerine yürümek gerek.
Kulaklarım mosmor, parmakların gözü eldivende
Soğuk günün ezginliğinde akşam üzeri
Beni Sen karşıla merdivende.
Al ellerimden ayazı, yorgunluğu, kederi
Birazdan göreceksin cılızlığını yaşamın
Artık, umutlar da yorulur bir bir
Günden güne dikleşiyor yokuşlar.
Bir yanda gençliğim, bir yanda şiir
Ömrümün içinden geçiyor kuşlar.
Ömrümün günleri sular gibidir...
Gündüzü yok, gecesi yok, ansızın
Kişner duyguların safkan atları,
Engeller yok olur, uzaklar yakın
Diner yüreğimin çalkantıları
(Duyarım, duyarım! ... Leylâ geliyor...)
Bıraktık ya bir baharda sılayı
Su dökülmüş arkamızdan; 'Tez gele.'
Boncuklu yaşmağa sardım kınayı
Yâr mektubu gurbetçiye teskere.
Şimdi omuzumda kahır şeleğim
Sürür parklarda yalnızlığını
Asar suratını caddeler bir hoş,
İkindi burcundaki durakta
Rüzgârların başı boş.
Songüz yapraklarıyla günboyu yorgun
Gün battı, saç ağardı. Çocukken peder olduk
Çok kervan geçmiş burdan, besbelli gider olduk.
Ne bitmeyen gün varmış, ne de bir fazla nefes
Eyvah! Eyvah ömrüme! ...Boş yere heder olduk...
Sizdiniz çağıran ilk ışıkları
Sırça yüreğimin penceresinden.
Terkilere alıp hırçın rüzgârı
Zaman kuşlarıyla belli belirsiz
Gençliğin serseri yörüngesinden
İçyüzümüz gizlensin, astarlara yüz gerek,
Sermaye yüzden eksik, doksan değil yüz gerek.
İsteyene yüz değil yüzbin veren cömert var
Yüz istemek kolay da, istemeye yüz gerek...
Bekler umutlarım dar kapılarda
Akşamlar esniyor, nerelerdesin?
Seğirir hasretlik göz uçlarımdan
Her dönen turnada taze habersin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!