Ben seninle mutluluğumu paylaşıyorum
İçime gömüyorum acılarımı
Asiliğimi isyanımı
Ve yüreğime ağlıyorum
Gülüşlerim buz dağının görünen yanı
Mutluluğun yürek yaramdan beslenir
Ne zaman adını ansam,
Aha şurama bir sancı saplanır.
Ne zaman resmine baksam,
Tüm anılar gözümde canlanır.
Zamana yolculuk yaparım,
Ya gözlerin İstanbul’du
Ya da İstanbul, gözlerinde hayat buldu.
Hangi tepesine baksam, hangi sokağına girsem,
Hangi kaldırımında yürüsem,sen! .
Ey, ey aziz İstanbul, bu bendeki çaresizlik neden?
İşte gidiyorum…
Amansız bir hastalığın pençesinde,
Veda bile etmeden sevdiklerime,
İntihar mavisi gözlerimle,
İşte gidiyorum…
Bir sevdadır seni yaşamak yâr
Bir yanımda kör olası gurbet var
Diğer yanım yarım kalmışım
Kara sevdam Koçhisar’ım
Susadım suyuna Peçenek’in
Gidiyormuşsun haydi git,
Yakamozlardan gözlerini,
Karanlık gecelerden hüznünü,
Bir de yüreğini al da öyle git.
Kaldırımlardan ayak izlerini,
Şimdi saat kaç ki…
Hoş, kaç olursa olsun
Ben seni zaten hep zamansız sevdim ki.
Sabah sevdim, öğle vakti sevdim,
Uykudan uyandım sevdim,
Uykumda sevdim.
Boş odalardan ilham aldım,
Dört duvara derdimi yazdım,
Gün geldi bir güzele, kandım da
Ben, ben ne hüsranlar yaşadım.
Ekmeğim kuru katık oldu,
Çocuktum
Yüreğim korkuya salardı
Omuzumda bir boyacı sandığı
Ayakkabılar karaya çalardı
Ne zaman sıcak bir ekmek görsem
Gözlerim dolardı.
Bakmayın öyle gözlerime
Güneşin ışığını göremezsiniz bende
Ay bile şavkını esirger
Gecenin esmer yanıyım ben
Siz mutluluğu demlenirken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!