Yarım kalır şiir,
yarım kalır gecenin sözleri...
ve susuz içilen rakı,
Henüz çiğnenmemiş tütün,
sabaha çıkamamış çocuk,
Kelebek ömrü gibiydi varlığın,
Beneklerinde sevdaları olan...
uçtukça yorulup,
yoruldukça ölmeyi bekleyen....//
02.02.2011
Sana ait ne varsa kirlettim dün gece.
Çay bardağın, oturduğun koltuk, yarım kalmış rakın, yatağın, yastığın ve kokun, hatta gülünç bulduğun duygularımda yanında hediyesiydi. Bu kirleniş güzel olan ne bulduysa götürdü yanında...
Eskiye ait bulduğum ve çok tanıdık gelen bir bir ıslık sesi var gecede.
Ait olmadığım her ne varsa onu yaşamanın utancı gibi. Başka türlü olmayacaktı. Gitmeyecektin içimden... Benden...
Yüreğimde dişlerinin izi kalsın istemiştim,
son ısırığın kuvvetlice akıtsın kanımı diye....
sonrası senleşmekti,
sonrası kan emici olmaktı benimde isteğim...
ki bende kanımı vermeden,
yok etmek istiyordum her 'seviyorum' diyeni...
Onaylanmamış yeni yolculuklar tasarlıyorum
güneşi, bir asker selamıyla karşılamak için.
Yeni bir ritüelin son sayfası olacak belki,
belki de son vuruş damarlarıma...
Bir parkta başladı, öldü sandığım insanlığım.
üç beş çapulcuyla doğdu güneş üzerime!
bir parça ekmeği,
bir tutam umutla bölüştük
ve türküler söyledik geleceğe dair
bir gerilla alıp götürüyor gözlerimi
benim olmadığım yerlere
hiç bilmediğim bir adamın
koynunda uyanıyorum tutsaklığa!
üflüyorum yalnızlığın üzerine,
Kendine baş eğmeli insan. En çok kendi direnişinden kaçmalı ki belki o zaman dirilir içimizdeki ölü kelebekler. Belki o zaman mezar kazıcısı ıslak bir insan olmaktan kurtulur. Geceleri cinayet işleyip, sabaha karşı gömü işini yapan ıslak mezar kazıcıları olmaktan kurtulmak, kuyuda iğne aramak mı? Hepsi aynı kapının ardındaki karanlık mı yoksa? Bu kadar ayrılık, bu kadar hissizlik onca karanlığın için de kendine nasıl bir yol çizebilir ki?
Çizgiler eğik, çizgiler tanrı kokar… Tanrı olmayanı yaratır biliyorum, evet biliyorum bunu. Ama şairler de öyledir. Şairin kitabı adresidir, ya tanrının adresi? Lirik metinler bunlar. Fakat yazanı, kendisi…
Yaşananlar, yazanın bir kurgusu. Kirleri kabaran bir orospunun, bir tutam namus için duası gibi…
Bir el gerek belki, sıcak olması yeterli. Yumuşak olması gerekemez. Eli kavrasın hissettirsin yeter. Altı üstü bir el işte, çamurdan ağırlaşmış vücutları arındıracak bir el...
Ben aşka âşıkken,
Hangi kahraman gelse adı aşk oluveriyor
hepsi bu...
Çatlak bir aynaydı gördüğüm sen..
yüzümde jilet izleri bırakan hüzünler biriktirdiğim...
Tırnaklarımı kemirdiğim zamanlarımdın benim,
en dibine kadar sıyırdığım tırnak etlerimin acısı tadındaydı sevmelerin..
// 16.01.2011
Merhabalar, öncelikle iyi günler dilerim. Profilinizde gezinirken gözüme çarptı da yazma gereği duydum. Ahmet Altan'ın 'Kılıç Yarası Gibi' adlı kitabına yorum yapmışsınız. Bende naçizane bir fikir sunma gereği duydum, kitaplığınızda belki mevcut değildir düşüncesi ile size Ahmet Altan'ın 'Kristal De ...