GARDAŞ
Doğruyu bilmeden laf etme sakın,
Yalan sözü alma kaleme gardaş.
Ak kara demeden, güçlüye yakın;
Ezilip de aman, dileme gardaş.
Yüce dağlar evimdir, yürek yangın;
Yarim gitti gelmedi, gönül dargın.
Bakarım uzaklara, dalgın dalgın,
Ferhat'ım gibi dağlarda gezerim.
Dilber'in nazı usandırdı beni,
benim bir sevdam vardı:
yüreğimde bir hardı..
ömrüm uğrunda yandı,
şem ü pervane gibi.
ferhat dağlarda usanmış,
O, ahu gözlerine kıyamadım.
Filizlenen sevda çiçeğimi kıramadım.
Başka limanlara ayak basamadım.
Kirli bir mendil gibi, silip atamadım.
Ben yaklaştıkça, sen kaçtın.
güzel insanlığa.
yüreği mavi,
bedeni aşkla yoğrulan;
güzel insanlar!
Yine gece oldu, coştu yüreğim,
Vatanımın derdi, canım ciğerim.
Diller: TÜRK'ÜM demedikçe neyleyim,
Dağlarım haykırır, güzel yurdumda.
Kan koklayan toprağımın eriyim,
Hayat nedir dediler,
Başladım seni anlatmaya.
En başta da gözlerini.
Ne olursa olsun yenilmeyişlerini.
Ve sürekli benim yarım kalışlarımı.
Hayat şimdilerde çok garip,
Neyi, nasıl, ne için yaşıyoruz belli değil.
Dostun arkandan vurıyor, düşman gözyaşını siliyor.
Manasız bir çelişkinin içinde nefes alıyoruz.
Oysa eskiden, dostunda düşmanında mert olurdu.
Evet, ben hep sevdim.
Herkesin nefret ettiği hayatı.
Bugünün yarınlarını.
Geçmişin tozlu raflarını.
Ayakta kalmaya, yıkılmamaya;
İnatla, haykırırcasına hep sevdim..
Neyleyim bu dünyanın sefasını,
Nefsi tok edip, derd ü belasını.
Çekemem bunun dün ü gün kahrını,
İman ver, ey güzel Allah'ım iman.
Salınıp varam güzel cennetine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!