Dünyanın en tenha yeri yanımda olduğun an,
Sanki sen ve ben oluyor tüm hayat
Güneş alnımızı yalpuzluyor,
Baharın kuruluğu var dilimizde
Cemaat olsam aydınlığa saf tuttur beni,
Kör bakışlı şahanım kara taşın üstünde
Dirence, umuda ve en derinlerime vuran toz zerreciğine
Ve bize merakla bakan bizlere.
Canlanır kalın puntoda, kirli yazmalar
Canlanır puşt göğsüne saplanmış domdom kurşunu,
Canlanır zemheri ayazında karabasan düşleri
Ve can olur, acının görkeminde irin tabutlu.
Demirci kızgın toprağa susamış,
Uzatmış elini yeryüzüne
Mazlum gözleri açılmış,
Belleği ve bilinci yanyana akan toz ve rüzgârını geride bırakmış,
Bir tek feryatlar, hani yürek yıkan,
hani devlet düzenini gölgeleyen feryatlar,
Gözlerinde begonyaların ayrıkçıl yalnızlığı,
Yapraksiz iklimi soğuk mermerlerin,
Hadi dokun, hadi keşfet,
Sende olmayan ne varsa bendedir.
Hadi dinle gökyüzünü...
Göz kapaklarım halterci hücmuyla taşıyor ışığın ivmesini
Burnumdan içeri giren ağır kazmasıyla çelikleşmiş bir madencinin her küreği
Boğazım asırların milyon cümlesiyle aşınıyor
Ve aklımı kemirgeyen keskin dişleriyle ne sincap ne bir sıçan
Kimliğini boğazlayan bir insan
Tırnak ucuna dokunan söküp gelmez kıl başı,
Postal kündeleriyle şişkin ayaklar,
Sesler, kocamanlaştikça sinen, sindikçe yitip giden
Geberesi dünyanın şafağı sönesi,
Hep aynı dizeler ve aynı marş marş
Hasret, sıla, çürük kazan...
Canı, cananı mermer,
Umudu mermer, dili mermer,
Göğe baksan göğü mermer
Bülbülü, gülü, teli mermer
Soğumuş hava, soğumuş insan
Sınıfın ilk dinamiti patladi,
72 günü,
72 günü halk muhafızlarınin,
72 günü emekçilerin, dilencilerin, fahişelerin,
72 günü ürküttü kanla, acıyla, açlıkla bilenmiş yığınların
72 günü Parisin Thiersine, Tiranlarina baskaldirinin,
Bir ömür dizgini takmış geçer ufuklara
Milyarları katsan da bir saniyen durmaz zamanda
Soğuk gecenin ufkunda vuran sabah güneşini,
Aç sabahında karafirin ekmek kokusunu,
İş başında 10 saatten tükenmiş çay zilini arar durursun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!