Malesef gök bügün yine tanıdık bir sefere çıkmış
Matemi mi var sakladığı?
Suskun dolu gözleri..
Gözlediği şeyin peşinden bakakalan bir halde.
Ama mağrur..
Düşlediği kadar olmasa da..
Sen yaz
Ben kışım
Senelik izininin ilk günü
Aşkın gülen yüzüsün sen
Ayın on dördüsün..
Bir yürek aydınlanışıdır, Üsküdar
Sabahın olmadığı sözsüz bir taksimdir..
Kanunun iç yakan teli, tanburun nazik sevişidir.
Kederin gülen yüzü, dingiligidir her bir anı..
Dostlar ve sevgililerin zaman ötesi perdesiz bir sazda buluştuğu
Kağıda dökülmemiş notaların kaynağı..
Ay parlıyor
Gecenin güneşi gibi
Demir parmaklıklar ardında
Bir trendeyim
Daha önce geçmediğim bir yolda gidiyorum
Bir trene koymuşlar beni
Kışları bacasından mutluluk tüten güzel ve kalabalık evler
Ve o evlerin içindeki güzel insanların yüzleri var hala kalbimde
Bacasından çıkan kokuya artık ancak viranelerde rastlayabildiğin
Kapısındaki kalkmış boyaları parmağınla kaldırmaktan kendini zor alıkoyduğun evler onlar
Maviye çalan saçların, gecenin bir yarısı
Üstüne düşmüş minarelerin
Kaybolduğunu henüz bilmeyen bir gezginin mutluluğu
Sahip olamayacağı bir şeyin...
Taşlı bir yolda
Kenarda deniz akıyor
Dünya duruyor bir an
Bir gökkuşağına bakakalıyorum
Niye göründün diye soruyorum
Ben diyor aslında bir kediyim ama sana oyle göründüm
Ne zaman aldım elime
Kalemimi en son hatırlamam
Oysa ki ayrılmıştık biz onunla
Kırmadan birbirimizi
Ben nerden bilirdim
Bir ayrılık kavuşturacak bizi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!