su üzerinde yaprak gibi 
 
Eserleri
             ?
Allah rızasından bahsederken rica geçmeyen cümleler kuramaz olduk. Sonunda çıkar olmayan hayatlar ile karşılamaz olduk. Bütün ömrüm sanki iktisadi kavram olan geçim sıkıntısı ile geçecek gibi rızkı veren Allah sözüne ne oldu?
Babalarımız eski zamandan geçim sıkıntısından gurbetin zor olduğundan hele helal kazanmanın hiç de kolay olmadığından bahsederken marketlerde kasiyer olan kızların babası kim?
Camilerde ki suratlar ben gencim onlar ihtiyar diye mi sevimsiz geldi bana sahi kot pantolonlu namaz kılan gençlere ne oldu?
İngilizlerin oyununa mı geldik? 
Yedi düvele karşı savaşan ecdadımızda şamdanlı masada akşam yemeği yeme arzusu var mıydı? 
Sonumuz nereye bağlanacak? Geçim sıkıntısı sardı tüm hücremi borçlarım arttı, insanlar aldattı, geçinmek için geçiyorum tüm bu yolları bir tas çorba sadece geçinmek değil derdim kaybettiklerimi bulmak yedi düvele karşı kazandıklarımı korumak istiyorum ve sen Allah’ım bana bize yardım et Allah’ım.
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!