eski bir çatı katının içinden
gecenin içine akan gölge gibisin
köşeye atılmış paslı bir müzik kutusunun kendine ağlayışına
şahit olan sıvası dökük duvarlar ise
suskun bir seyrin içinde
ay ışığı
kırık pencerenin aralığından odaya
acemi bir hırsız gibi süzülürken
içine dokunuyor
tavandan sarkan hayaletlerin keyifle oynaşan halleri
rengi sararmış dantel perdeler geçmişin izlerine
eşlik ederken
s a n k i
efsunlu bir vals içinde dönüyor her şey
yalnızlığın ve karanlığın iç çekişi kol kola can bulurken
çatlamış aynalardan fısıldayan gölgeler
-sana rüya içinde rüyadasın
anlamadın mı diyorlar
hatırla eski günlerini
kalabalıkların içinde gür çıkan sesini ve kendine olan güvenini
dost bildiklerin arkadaşlarınla birlikte olduğun anları mutluluğu
eften püften şeylere bile gülüp kahkahalardan yerlere
serildiğiniz zamanları ve karşılıksız paylaşımları
hepsi geride kaldı
bir resim küçük bir hatıra kadar
şimdi koştuğun
düştüğün yerlerde kimsesiz ve yapayalnızsın
içinde kırık bir aynanın parçalanmış yüzlerce yüzü var
ve dilinde
odalar dolusu suskunluk
ve zihninde küf tutmuş
nice vedalar
kapalı pencereye çarpan kör bir kuş gibisin
yaralarını saracak duygularını dökecek bir dilin
kağıdın kalemin yok
sızılı ve kırılgansın
gecelerde gizlice sokulduğun rüyalarda
artık sana yabancı
kimse tanımıyor
kimse adını
sormuyor
sen bile kendini bilmiyorsun
ruhunun her teli kırık bir keman gibi cızırtılı
bir köşeye itilmiş o paslı müzik kutusundan
farkın ne
bir kenara çekilip sessizce
için için iç çekiyorsun
kabul et
kendine dönüş yolunu kaybeden bir bumerang
kadar çaresiz ve serserisin
..................................
2107202501:48
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 6.9.2025 20:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!