Bulutsuzluk özlemi Şiiri - Seyfi Tomar

Seyfi Tomar
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bulutsuzluk özlemi

SENSIZLIGIN GURBETI
Sensizligin gurbetindeyim
Yuregin vatanimmis bilmedim,

Gurbet gurbet olali
Kimseyi boslukta birakmadi
Senin beni varoslara mahkum ettigin gibi

Varliginla ates ile gunes olmus
Askinla filizlenmisim bu topraklara

Ama

Simdi yoksun,
Yuregim nerde
Beynim nerde
Gecmisin ve bilinmezligin golgesinde,

Golgesiz serseriyim
Opustugumuz sahillerde
Martilarda gitti
Gozlerini safaga dikdiginde

Gurbet gurbet olali
Kimseyi boslukta birakmadi
Senin beni varoslara mahkum ettigin gibi
(seyfo) - Seyfi Tomar

Seyfi'nin Mezar Tasi

Ellerini yuregimle tuttugum gunu
Omrumu ayagina serdigim gunu
Gencligimi bir ruyaya verdigim gunu
mezarima bir cicek kor iken hatirla

Gulumseyisinde umudu yakaladigim ani
Tenhada hayaline dolandigim ani
Yolcunun doktugu ilk gozyasini
Mezarima bir cicek kor iken hatirla

Hatirlamak yarini olmayan bir hos seda
Kilitli omrum bir uyku gibi oldu heba
Pisman degilim, oldum iki evlada baba
Mezarima bir cicek kor iken hatirla
(seyfo = Seyfi TomaR)

ozluyorsam varsin,
dusunuyorsam hayalsin
elini tutuyorsam bensin
baska birine baktigin gun, alti milyardan birisin....(seyfo)

___________________________________________
Ben Senin Sığınağın olayim, Sen Benim Sırdaşım ol
.
.
.
.
.
Serce gibi zayifligin,
Orkide gibi bukuklugun benim,
Hoyratca sarmalayip sahip cikan kollarim senin olsun.
Gel tek vucutta bir
Tek serde sir olalim.
(seyfo)
__________________________________________

Borcumuzu ödemek için yaşıyoruz;
Sevdiklerimize karşı borcumuz var
Onları sevmek gibi,
Çocuklarımıza karşı borcumuz var
Onları büyütmek gibi,
Ebeveynlerimize karşı borcumuz var
Vefalı olmak gibi,
Ey meçhul
Sana kavuşmak için yaşamalıyım
Yarınlara karşı borcumuz var
Şiir gibi yaşayıp şarkı gibi ölmek gibi
(Seyfo )

Ben senden
Ne çok sen yaratmişim,
Gecede sen
Şafağın ilk ışığında sen
Yağmurda sen
Çiğ düşen topraklarda sen
Hayalimde sen
Rüyalarımda sen
Yalnız bende bittiğin anda
Sende ne keramet
Nede hikmet
(seyfo)

Varmiydik
Belki,
Rüzgar miydik
Cemalinde bir buse bırakan,
Kırk gün mü yaşadık
Yoksa kırk gün mü oldu, öldük.
Nefesler içinde bir nefestik
Ve bir nefes kadar ki ömrümüzde
Geldik ve geçtik
(Seyfo )

hayallerim vardi
Cay icmek gibi,
hergun sesini duymak
Birlikte hayal etmek gibi,
Hayallerim vardi
hayatimdan vazgecmek gibi,
hergun nefesin kadar yakin olmak
Birlikte islanmak gibi (seyfo)

Düşünmek
Bir bardak çay
Ve seni,
Dudaklarımı ıslatır
Ağzımı yakar,
Ama
Yalnızlığımı derinlestirirken
Yüreğimi yakar yokluğun.
İçmek
Bir bardak çayı
Seninle,
Küçülür dünya
Kalbin dünyam olur
Yok hükmündedir
İkimizin dışında herşey,
Çay sadece dudağımı ıslatır
Yakar yüreğimi gözlerin.(seyfo)

İçmek istiyorum
Gözyaşlarını kadeh kadeh
Acılarına su katarak
Hayatı sek yaşayarak
Sensiz ve sedasız
Uçmak istiyorum
Gözlerinin kızıl derinliğine,
Kırdığın kanatlarımı çırparak
Hayatı zehir zemberek hıçkırarak
Uçuyorum uzaklara
Sessiz ve sedasız
(Seyfo)

Artık yıllarımız yok
Hoyratça harcayacak,
Artık yollarımız yok
Hayra yorulacak,
Artık yavrularımız yok
Hayırlara yorulacak,
Kaybedenlerin en guzelliyim:
Günleri doya doya sayacak,
Yolları, yavruları, Yanımda olanları sineme saracak,
Kaybedenlerin en guzeliyim, kaybedmeden saniyelerin tadını çıkaracak
(seyfo)

Hâlbuki,
Yarın ömrümüzün son günüymüş gibi yaşasak:
Daha az çalışır
Daha çok gezer,
Kırgınlıkları, kızgınlıklari unutup
Daha çok severiz.
Pişmanlıklarımiz, yapmadiklarimiz ve kizginliklarimiz olacaktır.
Sevdiklerimize, kendimize çok zaman ayırdık diye veya çok gezdik diye pişman olmayacağız.
Bindigimiz arabanın veya evlerin hiç hesabı olmayacaktır.
Yeter, dur: bugünü sevdiklerinle YAŞA.
Ve
Steve Jobs dediği gibi, birgün yarın son günümüz olacak.
(seyfo)

Kelebekmişsin ömrün kısa
Balikmişsin hemen unutkan
Sevgili değilmişsin hayallere tutunan
Zaten hiç benim olmamışsın sadakati unutan
Git yolun açık olsun, duraksiz kara toprak (seyfo)

Kadin Nefs degil, nefestir. (seyfo)

Acıları arkasına alanlar;
Yaşamı önlerine katarlar...
*Eliot
Biz doğan güneşe inanlardayiz
Batan güneş tecrubemizdir sadece
(seyfo)

Tasarruf ertelenmiş ihtiyaclardir.
Ne mutlu olmayı nede sevmeyi ertelemeyecegiz.
Bir nefes kadar uzakken ölüm,
Neden erteliyeyim ki...
Bazı insanlar bazen severler ama biz herdaim biziz: aşk için, doğa için, herkes için
(seyfo)

PITIRAK
başının belası mi olsam,
Bilemedim ki
Bugün
Kar olup yagsam mi
Güneş olup doğsam mi
Yıldız olup konsam mi
Yoksa yağmur olup coşsam mi
Öyle gözüküyor ki
Kar seninle lapa lapa oluyor
Güneş içimi ısıtıyor
Yıldızlar saçlarına renk katıyor
Yağmur romantizme kapı aralıyor
Senin ile can canan
Cihan cennet oluyor(seyfo)

Buradan kimse sağ çıkmadı
Kiminin defteri dűrűldű
Kimi defterini dürdü
Lakin geriye
Yaptiklari, yapamadıkları
Ve yapmaya vesile oldukları kaldı
Kimi sadakata önem vermedi
Hain oldu
Kimi aşka gönül verdi
Baki oldu
Yarın son günün degilsede
Bir tane "yarin" son günün olacak:
Yeter artık herkesi kendin gibi yapmak istemen
Bırak herkes kendi bildiği gibi olsun
Ve herkes şimdiyi yaşasın
Ne dünü ne de yarını(seyfo)

Yanlış kişi miydim
Yanlış zamanda mi geldim
Zaman mi bana yanlış yaptı
Yoksa
Sen miydin katıksız aşkı anlamayan
(seyfo)

seni saklayacağım
yazdıklarımda
çizdiklerimde
şarkılarımda
sözlerimde
sen kalacaksın
kimse bilmeyecek
ve
kimseler görmeyecek seni
yaşayacaksın gözlerimde
özdemir asaf

SANA BÜYÜK BİR SIR SÖYLEYECEĞİM ZAMAN SENSİN

Sana büyük bir sır söyleyeceğim zaman sensin
Zaman kadındır gönlü çelinsin ister zaman
Oturulsun ister eteklerinin dibinde
Sökülmeye hazır bir giysi gibidir zaman
Upuzun bir saç gibi
Taralı
Sanki solukla buğulandırılıp silinen bir ayna
Zaman sensin tan sökerken uyuyan ve ben yanı başında ayakta.
Bir bıçağa benziyorsun sen sanki gırtlağıma saplanan
Ah dile getiremediğim geçmek bilmez bu zaman azabı
Pıhtılaşmış bir kan gibi mavi damarlarda duran ve artık dolaşmayan
Ne beter bir şey bu sonu gelmez doyumsuz arzu
Seyrederken seni odada daha beter bir şey yok sana susamaktan
Ama biliyorum bu büyüyü bozmamak gerek
Daha beter çünkü seni içimde bir yabancı gibi hissetmek
Sana erişememek
Düşüncelerim başıboş yüreğim başka yüzyıllarda çoktandır
Tanrım sözcükler ne kadar yüklü böyle işin aslı da bu
Aşkım hazzın ötesine taşınmış dokunmakla da erişilmez bugün ona
Vuruyorsun bir saat gibi şakaklarımda
Duraksayarak gelir ve tenime dokunur ayak seslerin
Boğulmuyorsam eğer bil ki nefesindendir.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim her söz
Dilenci bir kadına benziyor dudaklarımın arasında
Acınacak her şey ellerine yaraşmaz kararan bir şey bakışlarının altında
İşte bundandır sık sık seni seviyorum deyişim
Takamayışımdandır yeterince parlak bir kristal cümleyi boynuna
Bu kaba konuşmam kırmasın seni bir basit sudur o
Ateşin içinde tatsız bir gürültü çıkaran.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim bilemiyorum
Sana benzeyen zamanlardan söz açmayı
Bilemiyorum senden dem vurmayı öykünüyorum yalnızca
Hani bir tren garında o uzunca el sallayanlara
Trenler çekip gittikten sonra
Hani akan gözyaşlarının ağırlığından bilekleri çaresiz kalanlara.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden
Korkuyorum akşamüstleri seni pencereye yönelten şeylerden
Jestlerden korkuyorum söylenilmedik şeylerden
Çabuk geçen zamandan, yavaş geçen zamandan, senden korkuyorum
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Ben de bu yüzden yaşamak için yırtınıyorum
Sevgilim.
Louis Aragon

GEÇ ANLADIM
Aşkıma hiç bir zaman inanmadığını
Benim saf duygularıma sarilmadigini
Benide gelip geçici biri olduğumu
Beni kolayca unutunca anladım
Benim yollarımı gozlemedigini
Yollara gözyaşı dokmedigini
Aşklarının müsveddesi olduğumu
Beni kolayca unutunca anladım
Yanan yüreğimi hisetmedigini
Sevdayı aşkı bilmediğini
Senin gül benim bülbül olduğumu
Beni kolayca unutunca anladım
(Seyfo)

Neler avutur seni bilemem
Neler unutturur beni kalbinden
Belki kaderci, herşeyi kadere baglayan laflar vardır
Mevlana gibi, yada isimsiz başka biri
Yazmıştır kaderimiz buymuş diye.
Halbuki o laflar bile unutturmaz beni,
Ben sana hiç kızmadım ki
Sustum senin beni unutmak için başkalarında avunmalarina.
Sana hiçbir zaman kızmadım
Kendin için en doğru seçimi yapmışsındır
Lakin giderken beni değil
Hayallerimi öksüz bıraktın,
Hayallerim huzurevinde,
Çok sürmez musallat taşına yatar.
Şunu iyi bilki
Çok kısaydı
Çok hızlıydı
Ve çok heyecanlıydı
Ama artık umut yok
Yarın yok
Hayal yok.
Bitti.
(Seyfo )

Hiç uyumasam
Sabah gunesiyle sen dogsan
Gök mavi olsa
Topraktan sen yukselsen göğe doğru
Kurtulsam sırtımdaki yuklerden
Papatyalar ve güller acarken
Olsemde olur,
Yani birlikte batsak ölümlere doğru
Yarın sabah birlikte doğma şartıyla(seyfo)

İki kaşın gibiyiz
Biriz
Aynıyız
Tamamlıyoruz birbirimizi
Birimiz olmadan
Güzel değildir öbürü
Ama kavusamiyoruz
İki gözün gibiyiz
Birlikte bakarak tamam luyiruz dünyayı
İkimiz birden sürme çektiğinde eksikliğimiz gideriliyor
Ama kavusamiyoruz
Lakin bizim geleceğimiz dudaklarında gülüm
Dudaklarında
Tek dudak laf eder mi
Tek dudak yemek yer mu
Tek dudak bal üretip sevgili öper mi
Biz ikindudagin gibiyiz
Hayata dil verir
Aşka bal getirir
Biz iki dudağın gibiyiz
Değince birbirine
Dünyayı yakar
Aşka alev getiririz
Seni sen yapan benim
Kavuşmalarımızda da
Hasretimizde de(seyfo)

Yüksek Sadakat'ı dinliyorum tam da şu an radyoda söylüyor,
birak beni bogulayim
gözlerinin tam içinde
dibe vurup dagilayim
ihtimaller denizinde
Kulağımda, "ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim" adlı dize asılı duruyor ihtimaller dahilinde elbette.
Hastalıkta ve sağlıkta hatta aşkta, bir umut değil midir tutunmak istediğimiz. Karanlık kuyunun dibine sarkan ipe tutunup yeryüzüne çıkabilme umudu gibi.
Liseli gencin vurulduğu Merve'nin hoyratça attığı o bakiciktaki sevebilme ihtimali değil midir, gençliğinin her saniyesini kurban ettiği umut.
Gerçeklikler ve değerler mutlak değildir. Karamsar, umutsuz, kapanık kişilikte vardir: pes eden, teslim olan, matamatikteki saglamalarla hayata sarılan. Bu kişilik yalnızdır, duragandir, mutlakcidir. Dokuzdan beşe otuz sene aynı işe giden gibidir. Risk yoktur, olagandisilik yoktur ve hattâ hayatın değişeceğine dair umudu yoktur, tabii ki bu ihtimallerin hepsi ölümcül sondur.
Yani ihtimal umuttur, aykirilikdir, zifiri karanlıkta bile yolunu bulabilme umududur. İhtimal yenilebilme olasiligidir. Merve'nin ret etme olasiligidir. İşte tamda bu nokta da, geçmişimizi renklendirenler o ret edilisler, beklenmedik anda ihtimallerin negatif veya pozitif sonuçları değil midir?
Yağmurda yürümeyi niye severiz, milyonlarca damladan doğru olan o serin sıcak damlanın yüreğimize değme ihtimali için. Onun için yağmurda döner dolasiriz, şırıl siklam olmamıza rağmen O damlaya rast gelmek için.
Cabalamaktir yaşamak, duraganlasmak değil. (seyfo)

Seyfi Tomar
Kayıt Tarihi : 1.12.2018 07:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Tomar