İşte on yıl önce bıraktığın sofra
Küf tutmuş bardakta çay
Küsmüş kuşlar ekmek kırıntılarına
Camın önüne koyduğun bir menekşe vardı ya
Ne ad verirdin hala kurumadıysa
İçerden çıktığında
Dağılır hecenin duraklarına hüznün şiiri
Gül susar bülbül yanar divanda aruzlar kanar
Sağır iklimlere açılırken yelkenli düşlerin
Mavi kendinden habersiz çaresiz anlar kanar
Kıyısını yitirmiş bir dalga nerde köpürür ve ne düşünür
Hep okyanus gibidir çalkalanıp duruşu
Mülteci iklimlerinde dört mevsim üşür
Şimdi sırsıklam dolaştığın bu İstanbul var ya
Yakar suretinin namuslu namlusunu
İnan sana dönüşür
Vietnam çocuk festivali gününde Amerikan bombardıman uçakları oyuncak attılar çocuklara.Bu festival gününden kısa bir süre önce bombaladıkları ve çok sayıda çocuk öldürdükleri köylere de attılar bu oyuncaklardan.(Erich Fried)
Henüz anıları
Kanadının altında baharı taşıyan kuş gibi
Savrulan rüzgarı tutuşmuş gibi
Çekik gözlerini dağlara
Terk et bu şiiri
Yalın yapıldak ve kırmızı kal
Malum hüzünlerde eskimiş yüzün
Onu da yanına al
...
Terk et bu şiiri
Şehir suskun ve tedirgin olacak
Yıkıntılar biriktirip
Kırlangıçlar toplayacağım
Adına asi bir barikat uyaklarken ışıklar
Gel diyeceğim sana
Çaresi yok denizlere gül dikeceğiz
Sığ sularda balıkçıllar hüküm sürecek
Çaresi yok
Adını yıllandırmanın tadına varacağım
Ömür deniz umman
Seni sevmekle geçecek
Anılar ki usanmıştır
Düşün uykuda yanmıştır
Topyekün tecrit etseler
Bende bir yanın kalmıştır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!