Bugün bir başka esti yokluğun ( düet)

Murat Ülkü
1317

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Bugün bir başka esti yokluğun ( düet)

ERKEK:
Ne garip, kaç mevsim geçti aradan,
Hâlâ aynı taze sızı bu yara.
Bugün bir başka esti yokluğun,
Yüreğime saplanan buzdan bir cıda.
Q
KADIN:
O sesi duymaz olur muyum hiç sanırsın?
Senin yanan yüreğin, benim közümde yandı.
Her harfin bir feryat olup bana ulaştı,
Sana ulaşamayan her nefes bana tıkandı.
Q
ERKEK:
Sende benim gibi özledin mi bugün, söyle?
Ben bugün bir başka, tarifsiz özledim de.
Gözlerimden süzülen her damla yaş,
Sanki kurumuş toprağa düşen nehir de.
Q
KADIN:
Senin yangın dediğin, benim dumanımdır bil,
Göğsümde tütüyor o acı, o hasret.
Evet, ben de bir başka özledim bugün,
Sana gelen yolum, sanki bir ahiret.
Q
ERKEK:
Gündüzüme çöken dipsiz bir gece,
Her köşede silüetin belirir ansızın.
Gözümde tütersin; dumanı keskin, acı,
Dinmeyen, dinmeyecek bir iç yangınısın.
Q
KADIN:
Diyorsun ki: "Yüreğimde tüttün..." ben de sana,
Gözbebeğimde bir iz, bir gölge bıraktın.
O kor parçası bende de var, sönmüyor,
Sanki beni kendi ateşinle yaktın.
Q
ERKEK:
Yangın gibi, kavurur ruhumu közün,
Bıraktığın boşluk; gökyüzünden büyük.
Ateş gibi, yakar tenimi hasretin,
Taşıyamam artık bu sonsuz ve ağır yük.
Q
KADIN:
İki ayrı yerde, tek bir fırtınayız biz,
Aramızda ne dağlar, ne engeller var.
Sadece bir bekleyişin ince çizgisi,
Ki o çizgi bile, ikimizi bağlar.
Q
ERKEK:
Yokluğun, ruhumun en kor gibi yarası,
Ne sönüyor, ne de kapanıyor izi.
Sen orada bir nefes, bir ses kadar yakın,
Ben burada seni bekleyen yalnızlık denizi.
Q
KADIN:
Her baktığım yerde sen varsın, biliyor musun?
Adın dudaklarımda sessiz bir dua.
Sen benim hem yaram hem de merhemimsin,
Bu acı, kalbimin en tatlı rüyası.
Q
ERKEK:
Bir fırtına koptu sanki içimde,
Dışarıda yaprak bile kıpırdamıyor.
Sessizliğin sesi, kulaklarıma doluyor,
Adın fısıldanıyor her an rüzgârda.
Q
KADIN:
Gel... diye yakarışın, kulaklarımda çınlar,
O liman ki viran, benim de sığınağım.
Sabret, bu ayrılık bir imtihanımızdır,
Seninle başlayan bu aşkın durağıyım.
Q
ERKEK:
Takvimler seni yazdığım günde durdu,
Saatin akrebi artık dönmüyor.
Geçmiyor zaman, her an bir asır oldu,
Gönlüm seni yâd etmekten bıkmıyor.
Q
KADIN
Her köşe başında seni ararım boşuna,
Her gölge sanki senin izdüşümün.
Kalabalık içinden bir el uzanır sanırım,
Oysa hepsi gözlerimin bir yanılgısı.
Q
ERKEK:
Bu ateş ki sönmez, yakar her şeyi,
Ne bir su, ne bir damla yağmur dindirebilir.
Ben o yangının içinde yanan odunum,
Kül olsam bile, sana dönmeyi dilerim.
Q
KADIN:
Ne zaman biter bu gurbet, bilmem ki?
Ama bil ki: Bu hasret bizi eskitmez.
Senin yanan özlemin benden bir cevap bulur,
Bu aşkın ateşi, bizi asla terk etmez.
Q
ERKEK:
Gel... Bitsin artık bu ebedi bekleyiş,
Dindir şu kalbimdeki bitmeyen sızıyı.
Ben her gün seni böyle özlemekten yoruldum,
Gel de yeniden yaz bu hikâyenin yazgısını.
Q
ERKEK:
Eğer bu aşk, ömrümün bedeli ise,
Ben razıyım bu yanık, bu acı sona.
Yeter ki bir gün kapımı çal ansızın,
Gel de can ver bu ıssız, viran limana.
Q
ERKEK:
Bu sonsuz hasretin en son deminde durdum,
Yüreğimdeki kor artık küllenmez, nur oldu.
Bil ki, sensiz geçen her bir an bile güzeldi,
Zira sen o yangının yegane sebebi, soluğu oldun.

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 15:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!