Bugün başka bir gün Şiiri - Ahmet Cemil ...

Bugün başka bir gün

Ellerim
Gözlerim
Dudaklarım
Kan ağladı dün
Öyleyse bugün
Başka bir gün
Kurumuşluğum
Öylece duruşum
Bir günahın ardında
Uçurum kenarına
Savruluşum
Ağla gözlerim
Ağla

Zaman bu zaman
Bir şeytanın koynundan
Küçük meleğin kanadına
Konuşun
Ağıtlar yakmalısın
Ninniler söylemeli
Uyanmalısın
Eteklerini öpmeli
Zamanın
Günahlarını boğduğun
Ücralar beslemelisin
Yalnızlığın dilimlerinde
Akmalı kanın
Sökülmeli tırnakların
Kesilmeli uçları parmaklarının
Ağla gözlerim
Ağla

Anılmazlığına
Hatırlanmazlığına
Unutulmazlığına
Susuz kuyuların
En derinlerinde
Soğuğunda soğukluğun
Rutubetinde kanamışlığın
Ah o günahların
Ellerim
Gözlerim
Dudaklarım
Karalanmışlığında
İnce bir sayfanın
Anlamsız
Öylece
Anılmalısın
Anılmamalısın
Azınlığında
Varlığın
Ortasında o
Mahşer kalabalığın
Bilmem farkında mısın?
Nerde farkındalığın
Nerdesin
Nerde
Dümen
Aç ve susuz
Mahkûmu
Dümensiz geminin
Dalgalarında
Engin denizlerin
Sen…
Önündesin bir çöplüğün
Ellerindesin
Parçalanmışlığın
Tırnaklarınla kazıyorsun
Derinlerdesin
Pisliğinde
Geçmişin
Ellerinde parçalanmış yüreğin
Parmak aralarından sızan
Sıcaklığı kanının
Damlıyor gözyaşların
Tıkanıyor burnun
Dökülüyor saçların
Beyazlığında zamanın
Hafifleyen ayakların
Yükseliyor sanki
Ağla gözlerim
Ağla

Sıcağın altında
Ortasında bir sahranın
Susuzluğun
Gözlerine değiyor
Güneş yüreğini yakıyor
Kayıyor kum taneleri
Akreplerin tıkırtıları
Üzerinde
Çocukluğunun
Kıyafetleri
Ellerinde ıslak masumluğun
Dudaklarınla emiyorsun
Bir damlanın peşinde
Bilinmezliğine çölün
Sürükleniyorsun
Kaynıyor beynin
Ağırlığı fikirlerin
Bulduğun
Örgüsünde günahlarının
Bir yudum kan
Anlamsız bedenin
Geride kalan kemiklerin
Ortasındasın
O hak ettiğin
Yalnızlığın
Ağla gözlerim ağla
Bir yudum gözyaşına…

Sürgünlerdesin
Diyarsızlığında
Ölümün
Ölüm
Karşında
Tutunduğun
Tek ince
Dalın
Gözlerinin
Kahvesi
Sevgilinin
Bilmem beklide
Ayaklarını öpmelisin
Çocukluğun
Masumluğun
Gölgesindesin mefisto’nun
Ufalanmışlığı
İnancının
Zayıflığındasın
Zayıflığındaydın
Ruhunun kısılmışlığı
Günahların
Tapınaklarında ayıpların,
Kaçmalısın
İnce bir yakarışın
Ardına sığınmalısın
Ağla gözlerim
Ağla
Gözlerinin kahvesinde…