Aslında 111.
Çünkü saat 12'yi geçti.
Bana bıraktığın acı tam 111 gündür bende misafir.
Biliyorsun ben iyi yemek yapamam, ev ortamım zaten karışık.
Seninle beraber yemek yapardık misafirlerimize.
Onlar mutfağa giremezdi.
Çünkü bizi gördükleri zaman hep özenirlerdi durumlarına.
Bizi nasıl mı görürlerdi?
Söyleyeyim.
Ben sana sarılırdım.
Başımı omzuna koyar ellerinle yemeği karıştırışını izlerdim.
Sen ise beni hiçbir şey yapamaz sanmıştın.
Zaten öyleydi.
Benim karnımı da sen doyuruyordun.
Bana verdiğin o mutluluk bir ömür boyu beni tok tutardı.
Sen bize geldiğin zaman misafirimiz eksik olmazdı hiç.
Hemen arkandan mutluluk, sevinç, heyecan ve tabiki de " aşk " gelirdi.
En güzel yemeklerini de zaten " aşk " a yapardık.
Sen doydu dedikçe ben doymadı derdim.
Kendisi söyleyemezdi.
Çünkü ne ağzı vardı ne de dili.
Ama ben çok doyurdum O'nu.
Zamanla sen bana geldiğin zaman o gelmemeye başladı.
Arkasından teker teker heyecan, sevinç ve mutluluk da gitti.
Sadece ikimiz kaldık.
Zamanla sen de sıkılmaya başladın.
Evde misafir olmayınca yemek yapacak birini bulamadın.
Ama sadece ve sadece tek bir kişi vardı ona yemek yapabileceğin.
O biri de " Ben " dim işte hayatım.
Bana verdiğin zehir olsa bile içmeye razıydım.
Ve sonunda " Sen " de gittin.
Bir daha hiç dönmeyecekmiş gibi gittin.
Ve tesadüfe bak ki sen gittikten hemen sonra arkandan acı, hüzün ve keder geldi.
Ben kendime bile bakamazken onlar benden bir şey beklediler.
Onlara senin yaptığın yemekleri anlattığım zaman susuyorlar.
Senin yemeklerini merak ediyorlar.
Çünkü ben yemeğin lezzetini değil, yapılışını anlatıyorum.
Kapıdan içeri girdiğimiz zaman mutfağın kapısını açıp yiyecek bir şey bulamayınca sana sarılıp yemek yapmak istediğimi anlatıyorum.
Seni elinden tutup ocağın başına nasıl geçtiğimizi iki kişinin bir yemeği bile yapamamasını duydukları zaman daha da merak ediyorlar.
Hala anlatırken o anı yaşıyorum biliyor musun?
Belini yavaş yavaş kavradığımı, elimi elinin üstüne koyduğumu, başımın omzunda olduğunu, saçlarının yanaklarıma değdiğini anlattıkça daha da lezzetli oluyor hayalimizdeki yemek.
Ama hikayenin sonunu acı hiç bilmiyor.
Çünkü yemek yaptıktan sonra aynı aşka yaptığım gibi sana da yaptım.
Daha çok yedirdim.
Ve sen de aynı aşkın gittiği gibi gittin.
Artık seni özledim.
Seninle yemek yapmayı, ayrı sınıfta olsak bile kalplerimizin " aynı " yerde olduğunu bilmek ve bunu söylemek için sözlere gerek duymamak.
Çünkü zaten birbirimize baktığımızda neler hissettiğimizi öyle de anlarız.
Gel yine...
Bak bu sefer geldiğinde " aşk " arkadan gelmeyecek.
Çünkü bu sefer " Biz " aşka misafir olucaz.
Kayıt Tarihi : 27.5.2013 12:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!